Cumhuriyeti Getiren Adam

Cumhuriyet, halkın özgürlüğüdür. Cumhuriyet, gelişmiş bir ülke gösterir. Ama cumhuriyeti getirmek özellikle de yıkılmakta olan, toprakları önceden paylaşılmış Osmanlı Devleti için esas harptır.

1.Dünya Savaşı’nın sonunda Osmanlı Devleti, toprağının çoğunu kaybetmiş, Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzalamak zorunda kalmıştı. Ordu dağıtılmış, iletişim hatları düşmanların elindeydi. Üç paşalar olarak bilinen Talat, Enver ve Cemal yoktu. Tek bir umut ışığı vardı. Bir Türk, bağımsızlığını asla başka ülkelere vermeyecek bir Türk vardı. Adı Mustafa Kemal’di.

İmkansız bir savaş vardı elde. Hükümet yenilgiyi kabullenmişti. Ancak Türk Halkı ve Mustafa Kemal yenilgiyi kabullenmeyecekti. Ya bağımsız ya ölü olacaklardı. Aynı Mustafa Kemal’in dediği gibi, “Ya istiklal ya ölüm.”. 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Samsun’a çıktı ve savaş resmi olarak başladı.

Geri kalmış bir devlet, bağımsızlık için son mücadelesini veriyordu. Kanlı bir savaştı. Herkes ya savaşta, ya da donmamaya çalışarak cephane götürüyordu. Sayısız ölüm, kısıtlı cephane vardı. Tek amaç vatan toprağını korumaktı.

Yaklaşık olarak 4 yıl süren savaştan sonra son antlaşma imzalanmış, barış sağlanmış ve Türkiye bugünkü sahip olduğu topraklara sahip olmuştu. Savaşın hemen sonrasında 29 Ekim 1923’te cumhuriyet yeni adı olan Mustafa Kemal Atatürk tarafından ilan edilmişti. Türkiye artık bağımsız bir ülkeydi. Vatan sevgisi ve bağımsızlık isteği ile kazanıldı bu imkansız savaş. Ama binlerce, yüzbinlerce şehidimiz vardı. Hepsi vatan uğruna kendini feda etmişti. Bütün o şehitler, gaziler, cephane taşırken donarak ölen Türk kadınları, tek başına 216 kiloluk top mermisini taşırken kemiklerini kıran Seyit Onbaşı ve birçok kahraman daha; hepsi bu bağımsız vatan uğruna öldü. Hepsi bugün biz yaşayalım diye öldü. Hepsi cumhuriyet için öldü! Öleceğini bile bile savaşa gitti halk! Hepsi Atatürk’ün Türk alfabesini kurması, geri kalmış Osmanlı Devleti’ni kaldırıp yerine Türkiye Cumhuriyeti’ni kurabilmesi içindi. Nur içinde yatsınlar. Fedakarlıkları unutulmayacak kefensiz yatanların.

Zorlu ve taşlı bir yolun sonunda Osmanlı Devleti; geri kalmış bir ülkeden eşitlikçi, demokratik ve gelişmiş Türkiye Cumhuriyeti’ne döndü. Atatürk’ün sayesinde askerler siyasetten ayrıldı, ülkemiz laik oldu, kadınlar seçme ve seçilme hakkı kazandı, eğitim ön plana geldi. Bu vatan efsanevi Anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğdu.

(Visited 38 times, 1 visits today)