Merhaba benim adım Abdulah, dokuz yaşındayım. Bugün sizlere bir öykü anlatacağım. Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir çocuk varmış. Bir gün çocuk tüm köylüleri evine çağırmış. Herkes oraya toplanmış, sonra biri ‘’Hadi artık kapıyı çalalım.‘’ demiş. Evin kapısında bir not varmış, notta ‘’Eğer beni arıyorsanız gidin, beni büyücüye sorun.” demiş. “Büyücü mü? Son kararın mı demişler. Köylüler de “Evet, son kararımız.” demiş. Aniden not kağıdı bir haritaya dönüşmüş. Harita köyün dışındaki bir yeri işaret ediyormuş. Köylüler yola koyulmuş, aradan günler geçmiş, en sonunda işaret edilen yere varmışlar. İşaretli nokta bir mağaraymış. Mağaranın girişinde “Büyücü Vini’nin Evi” yazıyormuş. Notu hatırlamışlar, doğru yere geldiklerini anlamışlar. Hemen içeriye girmişler, “Büyücü Vini, burada mısın?” demişler. Büyücü, mutlu bir sesle “Sizler çocuğun dediği arkadaşları mısınız?” diye sormuş. Biraz sohbet etmişler, büyücü “Hadi artık, arkadaşınızın yanına geçelim.” demişler. Sonrasında hayatın anlamını öğrenmek için uzun bir eğitimin onları beklediğini anlamışlar. Hiçbiri bu sabrı gösteremeyeceğinden evlerine dönüp sıradan insan gibi yaşamaya karar vermişler. Ben de aynı yoldan eve dönüp Atakan olarak yaşamaya karar verdim.
30 Mart 2023
(Visited 784 times, 1 visits today)