Disiplin özgürlük müdür? Bu iki kavram ne kadar zıt görünse de aslında hayatımızın herhangi bir alanında disiplin uyguladığımızda, bu alanda ne kadar geliştiğimizi görürüz. Bu çok da zaman gerektirmez. Kendimizi bir konuda bir aylık bir rutine soktuğumuzda bile bunun etkisini davranışlarımızda ve hayata bakış açımızda fark ederiz. Tabi ki her şey bir anda olmaz. Özgürlüğü ancak hiç pes etmeden çabalarsak elde edebiliriz.
Küçüklüğümüzden beri hepimize “Ders çalış, şu saatte uyu, yemek ye, erken kalk, odanı topla” deyip durmuşlardır. Belki de bu yüzden bunları esaret olarak değerlendirdik. Bu direktifleri yerine getirmediğimiz sürece de azar işittik. Aslında disiplinin ne kadar kıymetli ve eğlenceli olduğu anlatılsaydı belki de kimse bu işleri bir zorunluluk olarak görmezdi.
Disiplin özgürlüktür çünkü disiplin insanları başarılı olmaya iter. Başarılı insanların en önemli ortak özelliği öz disipline sahip olmalarıdır. Başarılı insanlar kurallarına sıkı sıkıya bağlıdır ve planlarını kendileri yapar. Ünlü yazarların, müzisyenlerin, sporcuların hayatlarını incelersek hiçbirine durduk yere ilham gelmediğini görürüz. İyi bir müzisyen olabilmek için her gün saatlerce aynı parçayı çalmak hatta sürekli hata yapmak gerekir. Yetenek ancak bu özveri sonucunda kendini gösterir.
Disiplin özgürlüktür çünkü disiplinli insanlar başkaları tarafından yönetilmezler. Bu aynı zamanda insanların özgüvenini de arttırır çünkü kendi koyduğumuz kuralları uygulayabilmek bizi daha rahat ve bağımsız biri yapar, ancak kurallarımızı her zaman kendimiz belirleyemeyebiliriz. Bu kötü bir şey değildir çünkü kendi doğru ve yanlışlarımızı her zaman fark edemeyebiliriz. Disiplin kazanma yolunda bizi iyi tanıdığını düşündüğümüz kişilerden yardım alabiliriz.
Disiplin kazanmak hiç kolay değildir. Disiplinli olmaya karar vermek hiç bilmediğimiz ve daha önce gitmediğimiz bir ülkeye gitmek gibidir. Öncelikle orada konuşulan dili anlamayız, her yer yabancı gelir. Ancak orayı gezdikçe, insanlara uyum sağladıkça, oranın dilini öğrendikçe yaşam tarzımızı ona göre şekillendiririz ve artık hiçbir yer bize yabancı gelmez. İlk gittiğimizde ne kadar zorlandıysak, alıştığımızda ise sanki yıllardır orada yaşıyormuş gibi hissederiz. Disipline de alışması çok zordur ancak alışıldığında bir o kadar rahat hissettirir. Ayrıca planlı ve kurallı olmanın en güzel yanı bizi bir noktadan başlatması ve yavaş yavaş çabalarımızla ilerletmesidir. İlerleme kaydettikten sonra bir anda o disiplini bırakırsak kendimizi kötü hissederiz çünkü onu kazanmak için verdiğimiz emekleri kaybetmek istemeyiz.
Disiplin özgürlüktür çünkü disiplin insanı daha mutlu yapar. Hedefimize doğru giderken gelişimimizi gördükçe kendimize olan inancımız artar ve yapmamız gereken işleri daha motive bir şekilde yaparız. Sonunda hedefimize ulaşmak, her şeyden daha mutlu eder bizi.