Bazı gençler dünyanın geleceği konusunda karamsar, bazıları ise geleceğin günümüzden iyi olacağını düşünüyor. Bu iki zıt düşüncenin nedenleri var. Gelişen teknolojiyle birlikte gençler günümüzden daha iyi bir geleceğe sahip olacağımızı düşünüyor aynı nedenle ise dünyanın geleceği konusunda karamsar olabiliyorlar.
Dünyamızın daha iyi bir geleceği olabileceği gerçeği tabii ki de var. Gelişen teknoloji sayesinde birçok alanda insanlık gelişecek. Yeni teknolojiyle birlikte 3D yazıcısıyla yapılan organlar birçok hastanın derdine derman olabilir. Gelecekte, çoğu kişinin ölümüne sebep olan, kanser hastalığına da ilaç üretebileceği hakkında düşünceler var. Sadece sağlık alanında değil aynı zamanda gelişen teknoloji sayesinde işimizin kolaylaşacağı bariz bir gerçek. 50-60 yıl önce insanlar haberleşmek için mektup yazıp günlerce belki haftalarca cevap bekliyordu. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte artık tek tuş sayesinde farklı kıtalardan insanlarla bile saniyesinde iletişim kurabiliyoruz. Gelecekte kim bilir ışınlanma teknolojisi hayata geçer ve saatlerce uçakta uçmak yerine saniyeler içerisinde istediğimiz ülkeye ışınlanabiliriz. Ayrıca teknolojinin gelişimiyle birlikte insanların hayatı büyük ölçüde kolaylaşacak. Robotların gelişmesiyle artık kasiyer, garson ve daha nice meslek değerini kaybedebilir. Bu da hem iş verenin işini kolaylaştırır hem de hızlı işlem yapabilmek için müşterinin. Peki cidden yenilik her zaman mutluluk ve üstünlüğü getirir mi?
Bir kesim gibi ben de dünyanın geleceği konusunda karamsarım. Ben de isterim teknolojinin gelişip hayatımızı kolaylaştırmasını fakat her şeyin fazlası gibi teknolojinin de fazlası zararlı. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte teknoloji hayatımızın her yerinde maruz kalacağımız bir şey olacaktır. Şu anda hayatını teknoloji üzerine yaşayan özellikle küçük yaşta bağımlı olan insanların neler yaşadığını birçoğumuz tahmin ediyor ve biliyoruz. Depresyon, asosyallik, obezite, siber zorbalık vb. Teknoloji her ne kadar birçok hastalığa tedavi yöntemi bulsa da beraberinde çoğunlukla ruhsal sorunlar olan hastalık getiriyor. Sadece teknoloji değil içimizi karartan faktör aynı zamanda doğada yaşanan absürt değişimler var. Eskiden kışın Ankara’da diz boyu belki diz boyunun da üstünde kar yağardı. Şimdi ise Ankara’da kar bile yağmıyor hatta bazen güneşin bile açtığına şahit olabiliyoruz kışın. Şu an küresel ısınmayı durdurmak imkansız. Elimizden geleni yapsak bile durdurabilmek o kadar zor olacak ki.
Uzun lafın kısası geleceğin şu an pek umut vaat ettiğini söyleyemem, en azından benim bakış açımdan. Fakat doğa hakkındaki tüm problemleri en aza indirip teknolojiyi ileri bir seviyeye getirirsek belki güzel günler görebiliriz.