Evimizde bana ait gizli bir odam var. Ben burada bir şeyler icat etmeyi çalışıyorum. En sonunda bir robot yapmayı başardım. Robotumun ismi “Robocop”. Bu robot ben ne istersem her şeyi yapabiliyor. Ben robotumu hep iyi şeyler için kullanıyorum.
Robocop benle okula geliyor, çantamı taşıyor, ben isteyince kantinden yiyecek ya da su alıyor. Eve dönünce benimle birlikte satranç oynuyor, benim için yemek yapıyor, benim için ev ödevlerimi yapıyor. Kısacası benim istediğim her şeyi yapıyor.
Bir gün yine birlikte okula gitmiştik, teneffüste Robocop’u su almaya göndermiştim. Robocop döndüğünde bir arkadaşımın beni rahatsız ettiğini gördü ve gidip o arkadaşımı bütün eşyalarını alıp çöpe attı. Aslında bir taraftan çok mutlu olmuştum ama bir taraftan Robocop’un bu davranışının yanlış olduğunu biliyordum. Robocop’u bir kenara çektim. Ona beni sevdiği ve düşündüğü için teşekkür ettim ama yaptığı davranışın doğru olmadığını, köyülüğe kötülük ile karşılık verilmemesi gerektiğini, böyle bir durumda öğretmenlerimizden yardım almamız gerektiğini, öğretmenlerimizin mutlaka bu durumda zorbalık yapan arkadaşlarımı uyaracaklarımı her birinin çok iyi eğitimciler olduklarını söyledim. Sonra birlikte rehberlik öğretmenimize, sınıf öğretmenimize ve müdür yardımcımıza giderek konuyu anlattık. Onlarda bu konuya duyarsız kalmayarak arkadaşımı uyardılar.
O gün iki kez mutlu olmuştum: birincisi kendi yaptığım robotun beni çok sevdiğini anladığım için, ikincisi sevgili öğretmenlerimin yaşadığım zorbalığa duyarsız kalmadıkları için.