İnsanlar uzun zamanlardan beri topluluklar içinde yaşamıştır. Bu durumun yarattığı kolaylıkların yanında sorunlar da vardır. Ve insanlar bu sorunları çözüme kavuşturmak için de çözüm yolları aramış, projeler geliştirmiştir. Günümüzde de bu sorumluluğu dernekler üstlenmektedir ve birçok sorunla karşı karşıya kalmıştır. Bu sorunlardan bir tanesi ise sokak köpekleridir.
Sokak köpekleri toplumda birçok kişinin can güvenliğini tehdit etmekle kalmayıp birden fazla aileyi göz yaşlarına boğmuştur. 2023 yılının başlarında Van’da yaşayan Mete’nin arkadaşlarıyla oynarken vahşice sokak köpeği tarafından öldürülmesi ya da geçen yaz grup şeklinde dolaşan sokak köpeklerinin anneme saldırıp bacağında yara bırakması bu yargıyı kanıtlar niteliktedir. Bu durumun önüne geçmek için farklı fikirler vardır. Bunlardan birisi kısırlaştırmadır. Ancak bu fikir yaklaşık 10 milyon köpeğin yaşadığı Türkiye’de hem pahalı hem uzun vadeli hem de olanaksız bir şeydir. Diğer bir fikir ise barınaklar yaptırıp 10 milyon sokak köpeğine bakmaktır. Fakat bu yargı da diğeri gibi pahalı ve olanaksızdır çünkü 10 milyon tane köpeğin barınakta iyi koşullarda yaşaması imkânsız olduğu gibi hayvanların acı çekmesine yol açar. Diğer ve en uygun çözüm ise uyutmaktır. Bu ilk başta acımasızca ve ahlaki değerlere karşı bir fikir gibi gözükse de öyle değildir. Çünkü sokaklarda acı ve kötü koşullarda yaşayan köpeklerin acı çekmeden öldürmek ve toplumun özellikle çocukların can güvenliğini sağlamak açısından en uygun çözüm yoludur. Bu yöntemin gerekliliğini kanıtlamak için de istatistikler yeterlidir: Son 12 ayda onlarca kişi sokak köpekleri tarafından hayatını kaybetti ve bunlardan 12’si çocuktur. Farklı bir ülkede ise her yıl ortalama 35 kişi köpeklerin saldırısı sonucunda hayatını yitirmektedir ve 4,7 milyon insan köpekler tarafından ısırılmaktadır.
Sonuç olarak, bir insanın canı sokak köpeklerinin canından daha az değerli olmadığından bu soruna en yakın zamanda el atılmalıdır ve gereken yapılmalıdır.