Murat altı yıldır atletizm sporu ile uğraşmaktaydı. Bir gün antrenöründen bu sene yapılacak olan yaz olimpiyatlar için yapılacak seçmelere katılacağını öğrendi. Bugüne kadar birçok yarışmaya katılmıştı. Ancak, olimpiyat seçmelerine katılmak onu çok kaygılandırmıştı. Antrenörü ile beraber Ankara’ya doğru yola çıkmıştı. Ertesi sabah seçmeler tamamlanmıştı. Kendisinin de seçmeleri kazanarak olimpiyatlara katılacağını öğrendiğinde çok sevindi. Bir hafta sonra Tokyo’ya doğru yola çıkacaklardı. Yarışma günü geldiğinde kalbi çok hızlı çarpıyordu. Büyük bir heyecan içerisindeydi. Bütün dünya kanallarında aynı anda olimpiyatların yayınlanıyor olması anne babasının da onu izliyor olması onu bir an duygulandırmıştı. Beraber yarışacağı ülkelerden gelen atletler yerlerini almadan evvel hepsi el sıkışıp birbirlerine başarılar dilediler. Yarışa başlamak üzere yerlerini aldılar. Yarışa başlama sesi duyulduğunda bildiği bütün duaları okudu. Heyecandan olsa gerek nefes alış verişini düzenleyemiyordu ve herkes önüne geçmişti hocasının verdiği taktikler ve bugüne kadar edindiği tecrübeler ona asla pes etmemeyi öğretmişti. Kendi kendini telkinlerle heyecanını bastırmaya çalışarak yola devam edebileceğine kendisini inandırdı. Sonrasında bir bakmış ki rakiplerin arkasındaki isimlerini görmüyordu. Sadece bitiş çizgisine odaklanmıştı. Birden temposunu artırdı ve önünde kimsenin olmadığını fark etti. Evet, bitiş çizgisini geçmişti. Tokyo olimpiyatlarının atletizm dalında ülkesine altın madalya getirmişti. Akşamüstü madalya töreni yapılacaktı. Kürsüye çıktığında ikinciden sonra sıra kendi ülkesinin ve isminin söylendiği anda çok heyecanlandı. Görevli altın madalyayı boynuna takmıştı. Kulaklarında İstiklal Marşı yankılandığında kendi kendine “Hayatımın en heyecanlı anıydı.” dedi. Ülkesine altın madalya kazandırdığı için çok mutluydu.
Altın Madalya Gururu
(Visited 7 times, 1 visits today)