Sıcak bir gündü. Ben ve birkaç arkadaşım dışarda bisiklet sürüyorduk. Annem bize dondurma almamız için para vermişti. Biraz bisiklet sürdükten sonra bakkaldan dondurma aldık. Binanın arka bahçesindeki parkta oturduk. Orada dondurmamızı yerken sohbet ediyorduk. Birkaç saat süren keyifli sohbet sonrası akşam olduğunu fark ettik. Yavaştan herkes hazırlanmaya başladı. Sadece ben ve Zilong kalmıştık. Beraber bir lokantaya gittik. İftardan dolayı biraz kalabalıktı. Boş masa bulamadık. Annemden izin aldık ve internet kafeye gittik.
Ertesi sabah Zilong ve ben bisiklet sürmek için dışarı çıktık. Yaklaşık bir saat bisiklet sürdükten sonra bir adam fark ettik. Adam bize çok tanıdık geliyordu. Elinde bir çanta vardı. Çanta boyu yaklaşık kırk santimetreydi. İçindeki şey oldukça büyük olmalıydı. Adam etrafına baktıktan sonra bizi gördü. Hızlıca bize koşmaya başladı. Biz de korkup bisikletle kaçmaya başladık. Adam ne olursa olsun bizi takip ediyordu. Biz kaçıyor, o takip ediyordu. Bir yere kadar gittik ama çok yorulduk. Adam da arkasından gelen arabaya bindi ve bize doğru gelmeye başladılar. Zilong da dövüşme fikrini ortaya koydu ama kırk yaşındaki adamlarla dövüşemezdik. Kalabalık bir ortama gittik. Orada bir süre saklandıktan sonra adam biz yakaladı. Bizim gözlerimizi kapatıp arabaya koydular. Biz de sessizce plan yapma çabasındaydık. Zilong’a Her nereye gideceksek gözlerimizi açtığında kaçacağımızı söyledim. Zilong “Son kararın mı?” diye sordu. Ben de onayladım.
Araba durunca bizi indirdiler. Yavaşça yürüdük. Bandajı çıkardıklarında evde olduğumu anladım. Sonra adama baktım. Amcammış… Sadece beni korkutmak istemiş. Biraz kızdıktan sonra eve girdik ve anneme sarıldım.