Seyahat dönüşü o kadar yorgundum ki hiçbir şey yapmamaya kararlıydım. Bir ara yerimden kalktım ve bavulumu boşaltmaya niyetlendim. İşte o anda bir hotel gördüm. Yol daha uzun olduğu için geceyi orada geçirmeye karar verdim. Çok kaliteli bir hotele benzemiyordu burası ama ucuzdu. Ben de bir oda kiralayıp başımı yastığa koyacaktım. Gri boyalı loş odada bir ranza vardı. Ben de fazla düşünmeden ranzanın üst bölümüne yatıp gözlerimi kapadım. Kendimi uykunun sıcaklığına bırakacaktım ki bir anda oda kapısı açıldı. Elinde anahtar olan, uzun boylu esmer bir adam odaya girdi ve eşyalarını odadaki koltuğun üzerine attı. Yatağın alt bölümüne yattı ve uyudu. Ertesi sabah bu uzun boylu esmer adamın bana “Günaydın!” demesiyle uyandım. Adam eşyalarını toplarken elinde tuttuğu kırmızı kapaklı, oldukça eski görünen kalın kitap dikkatimi çekmişti. Üstünde ”İspanya” yazıyordu. Ne olduğunu sordum adama. O bana bir kaşif olduğunu ve İspanya’nın haritasını çizdiğini söyledi. Ben kitaba bakmak istediğimde belli bir süre bakmama izin verdi. Kaşifin kitabının ilk sayfasında İspanya’nın kurşun kalem ile yapılmış bir haritası vardı. Ondan sonraki sayfalarda İspanya’da bulunan turistlik yerler, heykeller, yiyecekler ve daha fazlası ile ilgili anlatımlar vardı. Kitabı yarıladığım zaman adam, İspanya’ya gitmek isteyip istemediğimi sordu. Tabii ki kabul ettim çünkü yalnızdım ve yapacak bir şeyim yoktu. İspanya’ya gittikten sonra adamın evinde koltuk üzerinde yattım. Sabah kalkınca bütün günümüzü müzelerde ve restoranlarda geçirdik. Çok güzel yerler gördük ve çok güzel şeyler yedik. Birkaç günümüz böyle geçti. Oradan ayrıldığım gün bayağı üzgündüm ama dönmek zorundaydım. Yolculuğum erken bitse de çok güzeldi. Bir tesadüf ile başlayan bu arkadaşlık, asla unutamayacağım anılarla sona erdi.
İspanyol Kaşif
(Visited 8 times, 1 visits today)