Belki De Geleceği Kopyalamak

Dünyada etrafımızda veya birçok yerde deneyler, bilimsel araştırmalar yapılmakta. Günümüzde anlık olarak çok gündemde olanları da bulunmakta bunlara örnek olarak dünyayı gök taşlarından korumak, iki milyon yıl önceki biyoçeşitlilik, nükleer füzyon, çıplak gözle görülebilen bakteri ve genetik kopyalamayı verebiliriz. Bunların hepsinin de olumlu veya olumsuz sonuçları bulunmakta. Kendi düşüncemi belirtirsem de yapılan bu deneylerin hepsinin uygulanmasını doğru bulmadığımı söylemek isterim, maalesef ki aralarında oldukça lüzumsuz olanları da bulunmaktadır.

Peki genetik kopyalama nedir? Genetik kopyalama aynı zamanda genetik klonlama olarak da bilim dünyasında geçmektedir. DNA molekülünün, bir hücrenin veya herhangi bir organizmanın aynısı ya da çok benzerinin üretilmesi anlamına gelmektedir, bu genel olarak eşeysiz üreme yöntemiyle gerçekleştirilir. Şu an yaşadığımız zaman içerisinde hiçbir insanın klonlanması söz konusu olmamıştır çünkü bu hem illegal hem de elimizdeki sınırlı teknoloji yüzünden imkansıza yakındır. Hastalıkların tedavilerinde büyük bir buluş olduğunu öne süren bilim insanları iki tür klonlamanın ve bunlardan birinin tedavi etmeye yönelik embriyonik kök hücre oluşturma amacı taşıyan terapotik klonlama olduğunu belirtmişlerdir. Diğer klonlama ise üretim amaçlı klonlama (reprodüktif klonlama) şu anda var olan ya da daha öncesinde var olmuş olan bir canlının DNA’sıyla aynı DNA’ya sahip canlının meydana getirilmesidir. Bir bireyin birebir ikizinin oluşturulması işleminde hiç sperm hücresi kullanılmadan yumurta hücresinin döllenmesi sağlanır ancak bunun etiğe aykırı olduğu düşünülerek tepkiye neden olmaktadır; klonlama, kişiye özel bir genetik yapı oluşturmak için embriyonun kontrollü bir şekilde bölünmesini içermektedir. Etik olarak, herhangi bir insanın başka bir bireyin genetik yapısı üzerinde kontrol sahibi olması yanlıştır daha önemlisi ve asıl ilgi çekmesi gereken kısım ise klonlanan birey belirli amaçlar için üretilecektir yani ortada masumca bir düşünce yoktur. Bu yöntem genelde hayvanlarda denenmiştir ki bilindik bir örnek olarak Dolly adındaki kuzuyu verebiliriz, klonlama yöntemi ile doğan kuzuların çoğu doğumdan hemen sonra ölmüştür ancak klonlanan ilk canlı Dolly yaklaşık yedi yıl rahatça yaşamıştır. Aynı deney ülkemizde de yapılmıştır ve dört buçuk yıl yaşayan Oyalı adındaki bir kuzudur bilim insanlarımızın başarısı.

Sonuca gelecek olursak genetik kopyalamanın hastalıkların tedavisi açısından çok büyük bir umut ve avantaj olduğunu düşünüyorum çünkü bu olay gelecekteki birçok insanın hastalıklarında, hayatlarında oldukça önemli bir yer kaplayacaktır. Belki de günümüzde asla tedavi edilemeyen veya yöntemleri bulunsa bile yüzdesi çok düşük olan iyileşme oranını yükseltecektir hatta kolayca atlattığımız grip, soğuk algınlığı gibi basit şeylere dönebilecektir, milyonlarca insanı tekrardan hayata bağlayacaktır. Olumsuzluklarına bakarsak da kişilerin yanlış şeyler için klonlanması kesin ve net olarak engellenmelidir, sonucunda ne olduğu bilinmeyen bir birey, organizma oluşturulması belki de dünyanın sonunu bile getirebilir. Verilen bu izinlerin hatta güçlerin kontrol altında tutulması gerekmektedir.

 

(Visited 33 times, 1 visits today)