İşte O Anda

Seyahat dönüşü o kadar yorgundum ki hiçbir şey yapmamaya kararlıydım. Bir ara yerimden kalktım ve bavulumu boşaltmaya niyetlendim. İşte o anda uçakta içimin geçtiğini yanımdaki teyzenin kolumu dürtmesiyle fark ettim. Uçak iniş yapmış yolcular el bagajlarını ve eşyalarını topluyorlardı bende bir anlık boşluk bulup sırt çantam ile birlikte hosteslere bile bakmaya fırsat bulamadan indim. Bagaj alım bölümüne sırtım da ki çanta ile birlikte koşmaya başladım. Her iki adımdan bir tanesi sırt çantamdaki bilgisayarın sallanmasına neden olabiliyordu. Uzun bir mesafe tempolu yürüyüş ile devam ettikten sonra bagaj alım alanına geldim ancak bagajım gelmemekte bende beklemekte ısrarcı olduğum için yarım saat boyunca bagajımı alamadım.

 

Havalimanından dışarı çıktıktan sonra gelen bütün taksilere durmaları için el kaldırdım. Ama bir tane taksi bile durmadı kıyafetleri şalvar gibi sünmüş uzun beyaz kıyafetli adamları alıyorlardı. Bütün kefene sarılmış gibi olan adamları aldıktan sonra taksiler beni almaya karar verdi. Beynim bu kadar sıkıcı bir bekleyişi kaldıramamış olduğundan dolayı takside kafa dinlemek için gözlerimi kapattığım sırada yüzüme bir soru fırlatıldı kıyafetinde yakalık olan bu amcanın adı Hasan Hüseyin Kadıoğlu olduğunu öğrendim. Hasan amca bana klasik bir soru sordu “nereden geldin nereye gidiyorsun?” cevabım evime gideceğim demeye çalışsam da Almanyadan geliyorum dedim ve ailemin yanına gittiğimi belirtmek durumunda kaldım. Biraz daha zaman geçerse Hasan amca bebekliğime de inecek diye korktuğumdan konuyu orda kapatmaya çalıştım. Konu kapatmayı çalıştığımı anlamış olacak ki tamam demekle yetindi. Evimi tarif etmeye başlar başlamaz gözleri korkutucu şekilde açıldı. Neler olduğunu anlatana kadar bir müddet bana baktı. Yola çıktığımızda yaşadığım yere çok yakın bir yerde yaşadığını benim sayemde öğlen yemeğini evinde yiyebileceği için bana teşekkür etti. Ben ise şansını yaver gittiğini benim ile bir alakası olmadığını söyledim. Hasan amca bana hayatın nasıl gibi ucu her düşündüğünde açılan ve aynı zamanda derinleşen bir soru sordu. Bu sorunun altından kalkamadım ama hayat akıp gidiyor amca deyip karşı soru sordum. Hayat senin için nasıl geçiyor diye sorduğumda iyi olduğunu söyledi. sohbet uzun bir sessizliğe dalmışken aklımdan tekrar eve gidince ne yapabileceğim geldi ve eşyalarımı toplama baskısı uykumu getirdi. Ben buna karşılık gözlerimi kapatarak kısa ve tatlı bir şekerleme yapmaya başladım. Zaman aşırı hızlı akmış olmalı ki Hasan amcanın seslenmesi ile uyandım. Evin nerede diye soran Hasan amcaya biraz bön bön baktıktan sonra kendime geldim evimin iki sokak yukarıda olduğunu belirttim. Eve çıktığımda kimsenin olmamasından ötürü annemi aradım nerede olduğunu sormam ile bekle deyip telefonu yüzüme kapattı. Kısa olmaya bir süre beklemem sürdü annemin geldiğini gördüğüm zaman nerede kaldığını bile sormadan istasyon bu kadar bekletmiyor dedim. Şakama aldırış etmemesi yorgun olduğunun en büyük göstergesiydi. Eve girer girmez valizleri odama gidip boşalttım. Eşyaları katlayıp koyduktan sonra esen tatlı esinti ile yatağa sızmam bir oldu.

(Visited 8 times, 1 visits today)