Mükemmel insan… Bunu duyduğunuzda aklınıza kim geliyor? Muhtemelen aklınıza gelen bu kişi hangi özelliklere sahip diye sorduğumuzda söyleyeceğiniz şeyler; sizde olmayan, eksik olduğunu düşündüğünüz bir özellik veya kötü olduğunu düşündüğünüz bir özelliğin karşıtıdır. O kişiye her baktığınızda olmak istediğiniz kişiyi görürsünüz. Peki, o kişi gerçekten olmak istediğiniz kişi mi?
İnsan çatlak bir testi gibidir. Her birey yeteneklerinin yanında kendini yetersiz gördüğü, kötü olduğunu düşündüğü alanlara sahiptir. Her birey bazı çatlaklara sahiptir. Aslında insanların kendi yetersiz, kötü gördüğü özelliklerin farkına varması ve kendilerine bu konularda geliştirmeye, iyileştirmeye çalışması çok yararlı ve iyi bir şey. Ancak bir insan sadece çatlaklarına odaklanıyorsa bu durum artık zehirli bir hal almış demektir.
Zehirlenen insan artık her baktığı kişide kendinde yetersiz bulduğu özelliği aramaya başlar ve kendini onlarla karşılaştırarak değerlendirmeye başlar. Kendine güvenmediği bir konuda iyi olan başka bir insan gördüğündeyse gözünde o kişiyi mükemmelleştirir. O kişinin de kendine ait başka çatlakları olduğunu unutur. O çatlakları fark etse bile umursamaz. İşte insanın kendine yaptığı en büyük haksızlık budur. Kendisinden başka birinin kötü özelliklerini umursamazken, onu bu eksikliği için affederken kendisini cezalandırır. Kendisinin de bir insan olduğunu unutur.
İnsanın kendini yargılamasını tetikleyen bir diğer sebep ise toplumun oluşturduğu kalıp yargılardır. Her birey kendince belli doğru ve yanlışları olan ailelerde dünyaya gelirler. Daha sonra yaşadıkları şeyler ile onlara öğretilen doğru ve yanlışlar birleşerek kişinin kendi değerlerini oluştururlar. İnsanların yaptığı bir diğer hata kendi değerlerini baz alarak diğer insanların davranışlarını yargılamaktır. Bu onlar aslında ahlak kurallarının dışında bir şey yapmadıkları halde sadece kendi iç seslerini dinleyen insanları yargılama boyutuna ulaştığı zaman, insanlar birbirlerinin içlerinde bazen asla geçmeyecek olan yaralar açarlar. “Aman insanlar ne der?”, “Hakkımda laf çıkar.”… gibi endişeler tarafından sarılan insanlar da kendileri olamayıp mutluluğu başka insanlara benzemekte ararlar.
Bana göre mükemmel insan hiçbir eksiği, yanlışı olmayan insan değildir. Kendisini tüm hata ve güvensizliklerine rağmen seven, iyi yönlerini görüp kendini takdir etmeyi ihmal etmeyen kişidir. Elbette kötü yönlerimizi kabul etmek demek o yönlerimizin asla gelişemeyeceğine inanmak değildir. Bu yönlerini geliştirmiş insanlardan ilham alarak kendi en iyi versiyonuna ulaşmak için çabalamak çok değerlidir. Ancak bunu yaparken kendi değerlerimizi unutmamak, başkalarını takıntı haline getirerek değil örnek alarak yaşamaktır mühim olan.