İnsanlar, dışardan baktığımızda yerde aynı sayıda uzuvları, aynı sayıda organları ve yaşam fonksiyonları olan canlılar. Peki ya onların karakterleri, hisleri, düşünceleri… Her insan kendine özeldir, her insanının farklı zorlukları vardır. Zorluk seviyeli göreceliyken insanları yargılayabilir miyiz? Onlara etiket yapıştırabilir miyiz:? Yargı… Ne kadar keskin ve sert geliyor. Sözlükler için yargı doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye değişen yani göreceli nitelik taşıyan kavram demekken. İnsanlar için akılda ilk oluşan anlam niteliğini taşıyor.
Toplumumuzda kadın ve erkeklerin davranış kalıplarına dayanarak, varsayımsal olarak tanımlanabilecek sosyal yargılar geliştirilmiş. Ancak toplumda insanlar o konuda bilgi sahibi olmasalar bile o konuda doğru ya da yanlış konuşarak kendi adlarına kendi yargılarını oluşturuyorlar. Ve bunlar doğru ve yanlış ayırt etmeye yönelmeyen toplumda destek aldıkça kökleşiyor. Her konuda bir alt başlık olarak olan konu alınan cinsiyet rolleri en belirgin ve tartışılan güncel yargımızdır.
Toplumsal cinsiyet rolleri, kadınların ve erkeklerin toplumun zihninde oluşturması beklenen davranış kalıplarını ifade eder. Bir kadın öyle oturamaz, kadın öyle bir yerde bulunamaz, erkek pembe giyemez, erkek öyle konuşamaz… Toplumumuzda var olan sosyal ve kültürel temele etkisi olan cinsiyet eşitsizliğiden dolayı doğmuşlardır. Ancak erkek egemen toplum tarafından şekillendirilen algıları açısından tasarlandığı kabul edilmese de. Aslında biyolojik anlamda iki cinsiyet vardır. Ve bu iki cinsiyet eşittir. Eşit olarak kodlanmış, eşit olarak oluşturulmuştur.
Erkekler doğuştan cesur, güçlü, sert olarak yetiştirildikleri ve aynı zamanda erkekler tarafından bu perspektife sokuldukları için bu özelliklere sahip olmaları gerektiği algısı yetiştirilirler. Kadınlarda ise durum tam tersidir. Kadınlara şefkatli, anlayışlı olmalarını söyleyerek ve onları bu bakış açısıyla yetiştirerek pasif kalmaya iterler. Kadınlar güçlü olamaz mı? Kadınlar erkeler olmadan başarı sağlayamaz mı ? Kadınlar bu kadar değersiz mi? Fiziksel olarak daha alımlı ve daha ince düşünülerek yaratılmış canlılar olmaları onları güçsüz mü kılar? Karakter, İnsanın var olduğu süredeki ilerlediği yolu ve etiketi. Biz her şeyi duyduğumuz gibi yansıtıldığı gibi yaşamaya mı mahkumuz?
İlk kadın araba yarışçısı Samiye Cahid Morkaya, İlk kadın çöpçü Elif Yazgan, İlk kadın emniyet müdürü Feriha Sanerk, İlk kadın komando Tülin Tepedeldiren … Bu isimleri hayatımızda bir kere bile duymamışızdır. Ama her erkeğin kendinden basit gördüğü bu kadınlarımız belkide onların hayallerini gerçekleştirdi. Verilen emek ve çabanın hiçbir zaman karşılığı hak edildiği gibi alınmıyor. Ama aslında insanlar ne ekerse onu biçer. Verdikleri saygının, verdikleri emeklerinde verdiklerinden fazlasını asla hak etmezler. Toplumsal etiketlerle yaşamımızı şekillendirmek zorunda kalıyoruz. Ama aslında bizim kendi oluşturduğumuz statülerle orantılı değer görmemiz gerekmez mi? Hayat Engeller üzerinde kurulmuş uzun bir yolculuk. Bazılarının tümsekleri daha yüksek, bazılarının yolları daha kavisli. Ama her gecenin gündüzü olduğunun gerçeğini hiçbir şey, hiçbir kimse değiştiremez.