Osman sabah kalktı, kahvaltısını yapıp hastaneye akciğer kanseri olan çocuğuna bakmaya gitti. Hala yaşıyordu. Osman umuyordu tek çocuğunun hayatta kalmasını. Onun tedavisine para yetiştirebilmek için hızlıca kursuna sürdü. Bir taekwondo kursuydu. Kapıları açtı ve yaklaşık 15 dakika sonra farklı yaştaki öğrenciler içeri doluşmaya başladı. Herkes gelince derse başladı. Öğrencilerden bazıları bilmiyordu. Onlar taekwondo öğrenmek için gelmişlerdi. Bazıları taekwondo bilse de Osman’ın çocuğunun halini de bildikleri için geliyorlardı. Osman bu yüzden çok gururlanmıştı. Ders bitince herkes çıktı ve bilenler bu haftaki durumunu sordular. Osman “Her zamanki gibi…” diyerek bu sefer konuşmayı kısa kesti. Yakın zaman içinde ödeyemezse öleceğini biliyordu. Korkuyordu ama göstermek istemiyordu. Sonra yavaş sürerek eve döndü. İçeri girdiğinde siyah maskeli birkaç kişi yemek masasında onu bekliyordu. “Otur.” dedi ortadaki. Osman sandalyeyi çekerken “Nasıl girdiniz?” dedi. Sağdaki adam da buna karşılık “Bence bilmene gerek yok.” dediler. Sonra Osman’ın önüne plan çizili bir kağıt ittiler. Kağıtta bir bombalama planı vardı. Osman “Bu ne?” deyince soldaki adam “Çocuğunun hastalığından kurtuluş yolu.” deyince Osman ne olduğunu anlamıştı. Ama işin ucunda çocuğunun hayatı vardı. Osman hayır dedi. Hepsi aynı anda “Emin misin? Bu son şansın.” dediler. Osman kararlıydı. Ağlayarak “Son kararım.” dedi. Adamlar ayağa kalkıp “Bunu polise söylersen ne olacağını biliyorsun.” deyip çıktılar. Osman saatte 120 km hızla hastaneye sürdü. Odada çocuğu yoktu.
Emin Misin?
(Visited 8 times, 1 visits today)