Birleşmiş Milletler, 20. yüzyılın ilk yarısında geçen savaşların ve dünya barışını tehdit eden olayların ardından dünyada barışı sağlamak ve bu barış ortamını korumak amacıyla, 2. Dünya Savaşı’nın galip devletleri önderliğinde, 1945 yılında, 1. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru kurulup etkili olamamış Milletler Cemiyeti’nin yerine kurulmuştur. Bu örgütün amaçları yalnızca barışla ilgili değildir, aynı zamanda uluslararası ekonomik, kültürel ve toplumsal iş birliğini de sağlamak amacıyla kurulmuştur.
Yaklaşık 80 senedir görevde olan bu örgüt hakkında, artık çağının gerisinde kaldığı ve amacına hizmet edememeye başladığı yönünde eleştiriler mevcuttur. Bu eleştiriler çok da yanlış değildir. 2. Dünya Savaşı’nın galip 5 devletinin daimî veto hakkına sahip olması sebebiyle bazı kararların aslında sağlıklı ve uygun olmasına rağmen bu devletlerin çıkarlarına karşı olduğundan veto edilmesi kararların taraflı alınmasına sebep olmaktadır. Bu durum kararların çoğunluğun görüşünden çok bu 5 devlete bağlı olduğunu gösterir.
Birleşmiş Milletler barışı sağlama konusunda da taraflı ve yetersiz bir tutum sergilemiştir. Yakın tarihten bir örnek vermek gerekirse “Kıbrıs Sorunu”na bakabiliriz. 1955 yılında eli silahlı EOKA örgütü hem İngiliz sömürgesinden kurtulmak hem de tüm Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak (Enosis) için saldırılarına başlamıştır. Birleşmiş Milletler politikalarına aykırı olmasına rağmen “Enosis”e göz yumulmuş, onun yerine Kıbrıs Barış Harekâtı’nı düzenleyen Türk hükümetine karşı bir tepki oluşturulmuştur. Siyasi olarak 1975’e kadar uzanan bu süreçte birçok Türk katledilmiş, Birleşmiş Milletler’in barışı sağlama konusundaki yetersizliğini gören Türk kuvvetleri, barışı kendileri sağlamak amacıyla adaya harekât düzenlemiş ve Birleşmiş Milletler başka örneklerde de olduğu gibi barışı sağlama ve çatışmayı önleme konusunda yetersiz kalmıştır. Günümüzden de örnek verecek olursak, yaklaşık 1 sene önce Rusya ve Ukrayna arasındaki ilişkiler gittikçe gerilmiş ve Birleşmiş Milletler çatışmayı önleyememiştir. Rusya ve Ukrayna arasındaki güncel çatışma yaklaşık 1 senedir devam ediyor. Bu örnekten anlaşılabileceği üzere 8 sene önce Kırım’ın ilhakı ile tepeye tırmanan gerginlik bu 8 sene içerisinde tam anlamıyla dindirilememiş, Birleşmiş Milletler gerginliği dindirme ve barışı sağlama konusunda yetersiz kalmıştır.
Birleşmiş Milletler’in yaklaşık 80 senelik çalışma hayatında kurucu 5 ülkenin çıkarları için taraflı veya adil olmayan birçok karar verilmiş veya mantıklı ve sağlıklı kararlar veto edilmiş, taraflı ve kayırıcı tutumlar yüzünden birçok masum insan ölmüştür. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları gibi gösterişli ama çok da bir şeye yaramayan işler yapılmış ama bu işler asıl amacına ve hedef kitlesine ulaşamamıştır. Dünya barışını sağlamak ve gelişmemiş veya az gelişmiş devletleri kalkındırmaya destek vermek gibi yaptıkları işlerde, taraflı ve yetersiz kalan bu örgüt sizce gerçekten yeterli mi, dünyada barışı sağlayabilmiş mi, gelişmemiş ülkelerin gelişimine büyük bir katkı sağlayabilmiş mi ve dünyayı daha iyi bir yer haline getirebilmiş midir?
Kaynakça:
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/8310
https://tr.euronews.com/2021/07/10/srebrenitsa-soykirimi-surece-nasil-gelindi-neler-yasandi
https://tr.wikipedia.org/wiki/Srebrenitsa_Katliam%C4%B1
https://tr.wikipedia.org/wiki/Bosna_Soyk%C4%B1r%C4%B1m%C4%B1
https://tr.wikipedia.org/wiki/1955-1959_K%C4%B1br%C4%B1s_olaylar%C4%B1#:~:text=1955%2D1959%20K%C4%B1br%C4%B1s%20olaylar%C4%B1%20(Yunanca,nda%20ya%C5%9Fanan%20bir%20%C3%A7at%C4%B1%C5%9Fma%20dizisiydi.&text=K%C4%B1br%C4%B1s%20Cumhuriyeti’nin%20ba%C4%9F%C4%B1ms%C4%B1zl%C4%B1%C4%9F%C4%B1n%C4%B1%20kazand%C4%B1.