Davet

Bugün özel bir gün ve dostlarım için bir davet vereceğim. Her şey mükemmel olmalı ve dostlarımın bu günü unutamayacakları bir gün olmalı. Sabah erken kalktım ve hazırlıklara başladım. Her şeyin kusursuz olması için saatlerimi harcadım. Yemekler hazırdı, ev süpürülmüştü ve masa düzenlenmişti. Ama ben yine de bir şeyler eksik olduğunu hissediyordum.

Dostlarım gelmeden önce son bir kez evi kontrol etmek istedim. Her şeyin hazır olduğunu gördükten sonra, hemen mutfağa gidip yemeklerin üzerini örttüm. O sırada, mutfakta garip bir şey gördüm. Tezgahın üzerinde bir not vardı ve üzerinde “Seni seviyoruz!” yazıyordu. Duygusal anlar yaşamaya başladım ve gözlerim dolmaya başladı.

Dostlarım geldiklerinde, onları büyük bir gülümsemeyle karşıladım. Yemekler, içecekler ve tatlılar masada yerini almıştı. Hep birlikte yemeklerimizi yedik ve sohbet etmeye başladık. Ancak dostlarımın suratlarındaki ifade bana, bir şeylerin eksik olduğunu hissettirdi.

O sırada, bir fikir geldi aklıma. Birlikte oyun oynayabilirdik. Hemen oyunları çıkardım ve hepsi çok eğlendik. Herkes kahkahalarla gülüyordu ve mutlulukları gözlerinden okunuyordu. Ancak yine de bir şeyler eksikti.

Bu kez, bir fikir dostlarımın kendilerini ifade edebilecekleri bir şeyler yapmalarıydı. Eğlenceye devam ederken, onlara kağıt ve kalemler verdim. Her biri için, “Seni ne mutlu eder?” diye sordum. Herkes birbirine fikirler verdi ve kağıtlar dolmuştu.

Daha sonra, kağıtları topladım ve her bir dostuma, kağıdındaki şeyleri yapabilecekleri bir plan hazırladım. Birisi için yürüyüş yapmak, bir diğeri için yoga yapmak gibi. Her biri için bir plan hazırlamak beni mutlu etmişti.

Sonunda, dostlarım mutlu bir şekilde ayrıldılar ve ben evde yalnız kaldım. Ancak bu sefer hissettiğim şey, tatmin olmuşluktu. Her şeyin mükemmel olduğunu düşünüyordum ve bugünü dostlarım için özel kılmıştım. Her birinin yüzündeki mutluluğu görmek beni de mutlu etmişti.

Bu özel günün, dostlarım için bir hatıra olarak kalacağına eminim.

(Visited 4 times, 1 visits today)