Geçmişten günümüze dünyada belli aralıklarla salgın hastalıklar insanların hayatlarını kaybetmelerine sebebiyet vermiştir. Bu salgın hastalıkların büyük bir çoğunluğu insan müdahalesi ve cehalet sonuncunda ortaya çıkmıştır ve sonuçları ağır olmuştur.
Örnek vermek gerekirse, veba hastalığı Orta çağda insanların ekolojik dengeyi bozması sonucunda fare sayısının artmasıyla yayılmıştır ve bütün dünya da bundan nasibini almıştır. Bir kişinin aldığı bilimle açıklanamayan bir karardan dolayı bir sürü insan canından olmuştur. Kimi zaman ise modern dünyamızda üretilen yeni ürünler insan sağlığına ciddi oranda zarar verip ölümcül hastalıklara yol açabilmektedir. Peki, yaşanan bu ihmalkârlıklar sonucunda ortaya çıkan hastalıkların tedavisi için feda edilmesi gereken canlılar hayvanlar mıdır?
Tedavisi henüz mevcut olmayan veya hala geliştirme aşamasında olan hastalıklar için üretilen ilaçlar genelde normal bir insan bünyesi için ağır ve zararlı olabilmektedir. Bu zararları minimuma indirmek için de bilim adamları bu ilaçlar üzerinde belirli çalışmalar ve deneyler yapmaktadır. Bu deneyler için işe denek olarak genelde hayvanlar kullanılmaktadır. Çeşitli kozmetik ve ilaç firmaları masum ve seçimlerde bulunma iradesine sahip olmayan hayvanları kullanmaktadır. Bunun sebebi ise insanlar üzerinde deney yapmanın etik dışı ve yasak olmasıdır.
Hayvanlar genetik olarak ne kadar insanlara benzer özelliklere sahip olsalar bile herhangi bir hayvanın bir insan ile genetiğinin bire bir aynı olması mümkün değildir. Bu da hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde ne kadar gelişme olursa olsun insan vücudu için uygun olması için halen yapılması gerekenler olmaktadır ve bu da süreci daha da uzatmaktadır.
İnsanlığın gelişimi, hayvanların canlarının korunması ve zamandan tasarruf yapılması için gönüllü insanları ve ağır suçlar işlemiş insanların bu deneyler için denek olması sağlanabilir. Denetimler yeterli ve doğru yapıldığı takdirde insanlar kendi yaşamlarının sorumluluklarını almaları sonucunda hem daha tutarlı ve tasarruflu deneyler yapılabilir, hem de doğal yaşam korunabilir. Kozmetik ürünlerin kullanımı için kesinlikle bu tarz deneyler etik olmamalıdır ve hiçbir canlı üzerinde zararsız olduğu kanıtlanana kadar deney yapılmamalıdır ancak ölümcül ve tedavisi olmayan hastalıkların ilaçları için gönüllülük esaslı bir yol izlenebilir.
Amerika’nın bazı eyaletlerinde idam cezası halen mevcutken bu tarz insanlığın gelişimi için kritik seviyede önemi olan deneyler için bu idam cezası almış mahkûmlar kullanılabilir. Gönüllü insanlar için ise insanlara verilen evraklarda risklerin yeterince bilgilendirici olması sonucunda karar tamamen o insana kalmakta herhangi bir şekilde dayatma veya zorlama olmaması için devletler denetimlerini arttırarak standartları yükseltebilir. Bu şekilde insanları birbirinden koparmış ve bir sürü insana acı vermiş halen de vermekte olan bu hastalıklara bir çözüm bulabiliriz.
Sonuç olarak, mevcut dünyamızda ölümcül ve tedavisi olmayan hastalıkların ilaçları için denek olarak gönüllü ve ağır cezalar almış mahkûmların kullanımı hem süreci hızlandıracaktır hem de verimliliği arttıracaktır. Aynı zamanda doğal çevreyi de koruyacaktır.