Kazma küreği yaktırmadan
Çalar kapıyı sessiz.
Ve bi’ o kadar da velveleli şekilde
Kışın geldiğini anlar insan
Bu garip sükûnet içinde.
Bazen kapalı yollar akıp giderken
Beyazları öpen o sayeler
Yerleri örten kar gibi ruhunu gizleyip
Işık sızdırmayacak kadar derin,
Ama bi’ o kadar da sığdır.
Kazma küreği yaktırmadan
İlkbaharın ilk ayı, mart ayına yazılmış olan “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır’’ atasözü, burada kışın genelde çok soğuk ve zorlu geçtiğini ve bu yüzden de yakılacak eşyaların artık kalmadığını anlatıyor. Yani insanların kış aylarını çok çetin geçirdiğini, sürekli ısınmak için bir şeyler yakıp kışın yanması için olan birikimlerini harcamış ve yakacak artık hiçbir şeyin olmamasını anlatıyor.
Çalar kapıyı sessiz.
Kış mevsimine girerken havaların ılık hatta bazen sıcak olması, kış ayının soğuk, rüzgârlı geçeceğinin habercisidir. Bu dizede ‘sessiz’ ifadesi aslında bunu ifade etmektedir. Dolayısıyla kış mevsimi küskün geleceğini ve bunu sessiz sakin yapacağını söyler.
Ve bi’ o kadar da velveleli şekilde
Kış mevsimine ne kadar sessiz sakin girilse de söylenenlerin aksine kış birçok hareketli olayların yaşanmasıyla beraber kışın o kadar da sakin geçmeyeceğinin göstergesidir. Bu sebeple kış sessiz ve dingin olduğu kadar olaylı ve yağışlı geçeceğini söyler.
Kışın geldiğini anlar insan
Kış aylarına girdiğini insan durgunlukla ve hava değişimiyle hisseder, içinde bulunduğu hava koşulları hem rahatlatıcı hem de macera içinde hissettirebilir.
Bu garip sükûnet içinde.
Kış mevsimi içinde hissedilen bu huzur, diğer olayların yanı sıra daha ağır basarak kışın verdiği yorgunluğu, kırgınlığı bir nebze de olsa hafifletip yumuşatıyor. Mesela karlı havada dışarı çıkarsan üşüyeceğini bilmek aslına bakıldığında insanı rahatsız eder. Ama kar yağarken battaniyenin altından dışarıyı izlemek insana huzur verir. İşte kış, böyle bir mevsimidir.
Bazen kapalı yollar akıp giderken
Kışın çok kar yağdığında yollar yoğun kardan dolayı kapanır. Bazı zamanlar karlı yolları açmak düşünüldüğünden çok daha zor olabilir. Bu yolların açılmasını beklemek çok uzun süre alabilir. Yani ‘kapalı yollar akıp giderken’ dizesi bunu ifade etmektedir. Kışın yollar kapanır, o yollar uzar gider.
Beyazları öpen o sayeler
Yeryüzüne düşmüş olan karlar bir katman haline gelerek yeryüzünü beyaza boyar. ‘Beyazlar’ aslında ‘karlar’ anlamına gelir. Karların üstünde yürürken üstlerine sayelerimiz (gölgelerimiz) düşer. Sayelerimiz sanki yeryüzüyle yapışık gibi beraber hareket ederek zamana ayak uydurur.
Yerleri örten kar gibi ruhunu gizleyip
Kar, çok yağdığında altına aldığı toprak gibi maddelerin görünmesini engeller. Bedenlerden yere düşen sayeler ‘yerleri örten kar gibi ruhu gizleyip’ asıl kişilik özelliklerimi etraftaki insanlara göstermemize neden olur.
Işık sızdırmayacak kadar derin,
Derinlik artıkça içeri ışık girme olasılığı düşer. Sayeler o kadar özelliklerimizin üstünü örter ki artık dışarı yansıtamayacak kadar derinlere dalarız.
Ama bi’ o kadar da sığdır.
Derinlere dalmak sanıldığının aksine daha da yüzeye çıkmayı sağlar. Çünkü sen derinlere indikçe etrafta daha çok dikkat çekersin. Eğer olumlu bir şekilde etkilenip etrafa öyle davranırsan eninde sonunda kendini bulup öyle devam edersin. Ama olumsuz davranırsan diğer bi ihtimal var; hiç dikkat çekmeyip daha da derinlere inersin ve bu sefer kimsenin dikkatini çekmezsin.