Bir haziran günüydü. Daha yeni girmiştik yaza, 4 gün olmuştu. Havalar yavaştan ısınmaya, ağaçlar çiçeklerini meyvelere bırakmaya, şehir sokakta koşuşturan çocukların sesiyle dolmaya başlamıştı. Okullar tatile girince şehre dolan çocuklar kadar şehri terk eden de olmuştu. Ben de terk etmeyi seçenlerdenim. Fevri bir kararla doğum günümü şehir dışında kutlama kararı almış eşyalarımı toplayıp yola çıktım.
Yolculuk biraz uzun sürdü ancak değdiğini düşünüyorum çünkü şu an Antalya’da deniz kenarında keyif sürüyorum derken aklıma arkadaşlarıma haber vermeyi unuttuğum aklıma geldi. Her şeyi böylesine kısa bir zamanda planlayıp ayarlamışken en önemli detayı atlamam ayrı bir ironik. Neyse ki hala 1 günüm var. Uzun uzadıya bir liste çıkardıktan sonra tek tek aramalarımı yapmaya başladım. Elbette en yakın arkadaşlarımla başlamıştım aramalarıma. Biraz hitabet ve ikna yöntemleriyle birçok kişiyi gelmeye ikna etmiştim. Birkaç kişi olmasa da olurdu artık. Aslında bu kadar çok kişi ikna olduğu için şaşırmadım değil. Ama gelmeyenlerden biri beni büyük hayal kırıklığına uğrattı. Kardeşim!
Her ne kadar kardeşim gelmediği için üzülsem de hazırlıklara başlamalıydım. Kusursuz bir parti olması gerekiyor çünkü kardeşimi gelmediğine pişman etmeliydim. İlk önce parti malzemelerini almalıyım. Liste şöyle uzuyor gidiyor: balon, konfeti, yazılar, gözlükler, şapkalar… Hepsinin en güzelini almak için beş tane mağaza gezdim ve bunu sadece 2 saatte tamamladım. Sırada gidip bir tekne ayarlamak vardı. Böyle söyleyince kulağa ne kadar kolay gelse de en uğraştırıcı kısım bu oldu benim için. Bunun için geniş çaplı bir arama yaptıktan sonra bir firmada karar kıldım. Hem istediğim fiyata hem de tam da istediğim büyüklükte ve özellikleri bulunduran bir tekne ayarlamıştım. Sırada sadece doğum günü partim için giyeceğim elbise kalmıştı ki aklıma arkadaşımın bahsettiği yeni açılan mağaza geldi. İlk söylediği zamanlar Antalya’daki açılan bir mağazayla ne işim olabileceğini sorgulamıştım. Ama şans işte, hemen gidip istediğim elbiseyi bulmuştum. Gerçekten de bahsettiği gibi tam da benim tarzım olan kıyafetler vardı. Her şey hazırdı şimdi ise yarın olmasını beklemek kalıyor.
Tekneye geçip bütün hazırlıkları yaptıktan sonra herkesin gelmesini beklemeye başladım. Belki şehre yeni geldikleri geç kalabileceklerini düşündüğümden ilk yarım saati sıkıntı etmedim ama artık çok olmuştu ne kimse aramalarıma cevap veriyor ne de geliyorlardı. Anladım ki hepsi beni kandırmıştı. Bende pastamı kendim kesmeye karar verdim ve mumları yaktım. O sırada da yaşadığım hayal kırıklığını hayatım boyunca bir daha deneyimleyemeyeceğimi düşünüyordum. Ne olduysa tam o an, ben mumları üflediğim sırada oldu. Bütün arkadaşlarım ve ailem tekneye binmeye başladı. Meğerse en başından beri tekneyi ayarladığım şirketle konuşup anlaşanlar onlarmış. Aylar öncesinden mağazadan bahsedip aklıma sokmaları da beni ne kadar iyi tanıdıklarının kanıtı.