Benim masa tenisi hikayem geçen yıl kulüp seçimi ile başladı. Ben kararsızdım ama masa tenisi öğretmenini çok sevdiğim için bu kulübü seçtim. İlk başlarda çok iyi olmasam da, dönem ilerledikçe daha da geliştim. İkinci dönemde de masa tenisi seçtim çünkü çok eğlendirici ve keyif verici bir spor. Aynı zamanda da dikkat gerektiriyor. Bir gün hoca turnuva yaptı ve ben birinci oldum. Bu yıl da masa tenisini seçtim, çünkü artık çok seviyorum. Bu yıl hoca tekrar turnuva yaptı ve yine birinci oldum. Artık çok iyi oynuyorum.
Bence sizde masa tenisi oynamayı deneyin ve eğer severseniz devam edin, sakın bırakmayın. Masa tenisi kursuna gitmediğim ve sadece okuldaki kulüpte öğrenmeme rağmen oldukça başarılıyım. Ayrıca benim masa tenisi öğretmenim hem kitap yazarı hem de squash öğretmeni. Ben geçen yıl squash ve masa tenisi kulüpleri birleşik olduğu için squash da oynamıştım. Masa tenisinin on üç tane terimi var. Kurallarda masa, ağ takımı, top, raket, sayı diye ayrılıyor. Masanın yedi tane, ağ takımının dört tane, topun üç tane, raketin on bir tane, sayının on sekiz tane kuralı var.
Bu sporun salon tenisi adıyla bilinen en eski şekli, 1880 li yıllarda Hindistan ve Güney Afrika’da ki İngiliz ordusu tarafından oynanırdı. Puro kutularının kapaklarını raket, yuvarlatılmış şarap şişesi mantarlarını da top olarak kullanırlardı. File olarak da kitapları kullanıyorlardı.*
Masa tenisini denemenizi tavsiye ederim. Masa tenisini sevmiyorsanız eğer, bence squashı da bir deneyin derim. İkisi de çok eğlenceli, keyif verici ve dikkat gerektiren sporlar, sizin dikkatinizi geliştirebilir. Eğer ikisini de sevmiyorsanız ve bir spor yapmıyorsanız, mutlaka en az bir tane spora başlamanızı tavsiye ederim. Ayriyeten, ben beş yıldır basketbol oynuyorum ve spor yaptığım için çok mutluyum. Bol şans spor için!
* https://tr.wikipedia.org/wiki/Masa_tenisi