Evren; enerjinin, güneş sisteminin, gezegenlerin ve galaksilerin bulunduğu bir bütündür. Evrenin oluşumu hakkında pek çok teori olmasına rağmen en çok benimsenen teori ’’Büyük Patlama Teorisi’’ olmuştur. Bu teoriye göre evren, sıfır hacim ve büyük miktarda enerjiye sahip olan sıkışmış bir noktanın patlaması ile oluşmuştur. Günümüzde de devam eden bu çalışmalar, bizlere bilimin dinamik yapısını ve evrenin gizemini göstermektedir. Bu oluşum farklı matematiksel oranlarla da ifade edilebilmektedir.
Matematik ise çok evreli bir bilimdir. Ne zaman, nerede ve nasıl oluştuğu hakkında kesin bir bilgi elde edilemese de başlangıcı M.Ö. 3000-2000 yıllarına dayanmaktadır. Mısır ve Mezopotamya bölgelerinde ortaya çıktığı düşünülen matematik, gelişmelere açık olması ve düzenli bir şekilde ilerlemesi sebebiyle fazlaca gelişmiş, günümüze kadar ulaşabilmiştir. Farklı bilim dalları arasında çok yönlü olması ve sağlam temellere dayanması sebebiyle daha çok öne çıkmış ve birçok bilim dalının temelini oluşturmuştur.
Matematikle ilgili de pek çok kanun bulunmaktadır. Tarih boyunca insanlar yeni kurallar bulmaya ve bunu hayata uyarlamaya çalışmıştır. Mantık çerçevesi içerisinde kabul görülen bu veriler günümüz matematiğinin şekillenmesinde büyük katkıda bulunmuştur. Aslına bakılırsa matematiğin insanların pek çok ihtiyacını karşıladığı görülmektedir. Çünkü matematik başlı başına bir mantıktır ve insana bazı kolaylıklar sağlar. Gerek günlük yaşantımızda gerekse akademik anlamda matematiği her alanda kullanırız ve büyük bir öneme sahip olan bu dalın bizlere kattıkları hakkında farkındalık sahibi oluruz.
Evrenin oluşumu harika bir fiziktir. Buna en güzel örnek ise ‘’kozmoloji’’dir. Hem fiziği hem de evreni bir araya getiren bu bilim dalı, temelinde hesaplamaların ve ileri düzey bazı terimlerin de içerisinde bulunduğu, geniş yelpazeli bir daldır. Ama olayı biraz daha detaylandıracak olursak fiziğin de temelini matematik oluşturmaktadır. Sayılar, örüntüler, fonksiyonlar ve mantık gibi konuların da yardımı ile bilim geniş kitlelere hitap etmektedir.
Evrenin en değerli parçalarından biri de dünyamızdır. Yaklaşık olarak 4,54 milyar yıl önce kızgın gaz ve toz bulutunun çarpışması sonucu meydana gelen bu mükemmel oluşum pek çok canlıya ev sahipliği yapmaktadır. 1.08321*1012 km3 hacmine ve 5.97237*1024 kg kütleye sahip olan bu oluşumun tarihinin çok miktarda sayısal ifadeye dayandığı rahatlıkla görülebilir. Belirli ve muazzam bir uyum içerisinde oluşan Dünya bizler için en güzel örnektir. Bol miktarda matematik içeren evrende, Benford Kanunu da büyük rağbet görmektedir. Bu kanun, evrenin matematiksel bir düzen üzerine kurulu olduğunu savunur. Hacim ve kütle örnekleri bu kanunu destekler niteliktedir.
Aynı zamanda günümüzü şekillendirmemize yardımcı olan saatlerin de içerisinde sayıların bulunduğunu biliyoruz. Saat, M.Ö. 4000 yıllarında Mısırlılar tarafından bulunup kullanılmaya başlanan bir alettir. Güneş’in her gün belirli bir düzen içerisinde doğup battığı keşfedilince bir güneş saati fikri ortaya atılmıştır. Günümüzde ise pek çok farklı versiyonu olan bu zaman sayacı, bizlere çok faydalı olmaktadır. Kendimizi belirli sayılar çerçevesinde sınırlandırmamız ve bütün bir günü o sayılara bağlı olarak planlamamız da sayıların bizleri kontrol ettiği anlamına gelmektedir.
Alışveriş esnasında veya bir oyunun yapım aşamasında dahi matematiğin izlerine rastlamak mümkündür. Bir çeşit fonksiyon tanımlayıp ayrıca ona bir de görev tanımlamak zor bir iş olsa da, yapımcıların bu gibi konulara büyük ilgi duyması sebebiyle oyun sektöründe de büyük gelişmeler meydana gelmiştir. Buna ek olarak okullarda gördüğümüz matematik dersleri de bizlerin geleceğini aydınlatmada büyük rol oynar. Aslında hayatın matematikten ibaret olduğunu söylesek yanlış olmaz.
Geçmişte ve günümüzde en önemli yere sahip olan ve gelecekte de yanımızda olacak olan matematik; karmaşık sayılardan, formüllerden, konulardan ve kafa karıştırıcı işlemlerden ibaret değildir. Aslında matematik toplum için bir yatırımdır ve bizleri kontrol altında tutar. Pek çok mühendis, doktor, pilot, asker ve daha birçok mesleğin temelini atan bu dalın her geçen gün gelişeceği ve değişeceği de aşikardır. Ve ben inanıyorum ki hayatı anlamlı kılan bu güzel bilim, insanların zoru başarmasını ve her daim azimle devam etmesini sağlayacak güçtedir. Galileo’nun da dediği gibi ’’Doğanın muazzam kitabının dili matematiktir.’’