Çok uzun yıllar önce Kaf Dağı’nın eteklerinde yaşlı bir bilge yaşarmış. Bu bilge verdiği tek bir tavsiyeyle insanların hayatını değiştirmesiyle ünlüymüş. Bir gün bilge, kapısının ısrarla çalınmasıyla uyanmış. Kapıda iyi giyimli, genç bir adam duruyormuş. Genç adam “Saygıdeğer bilge, lütfen içeri gelmeme izin verin. Tavsiyenize şu anda herkesten daha çok ihtiyacım var.” demiş. İhtiyar bilge adamın gerçekten zor durumda olduğunu anlamış ve onu içeri davet etmiş.
Adamın sakinleşip kendine gelmesi için yaptığı bitki çayından biraz koyup adama uzatmış. Çayını içen genç biraz daha sakinleşip çay için teşekkür ettikten sonra anlatmaya başlamış, “Ben bir prensim. Babam, yani Hükümdar, yaşlandığı için tahtı en büyük varisine bırakmaya karar verdi ki bu da ben oluyorum.” Çayından bir yudum alıp devam etti, “Hayatım boyunca iyi bir hükümdar olabilmek için çeşitli dersler gördüm, işinin ehli ustalarla çalışarak kendimi geliştirdim, birkaç savaşa katılarak bu konuda tecrübe edindim, türlü türlü kitaplar okuyarak kendimin en iyi hali olmak için çabaladım… Ancak şu an yeterli olduğumdan şüphe ediyorum. Etrafım benim hükümdar olmamı istemeyen, bana inanmayan insanlarla dolu.” Elinin tersiyle yanağından süzülen bir gözyaşını sildi “Babam son birkaç yıldır hem bir hastalıkla mücadele ediyor hem de krallığı yönetmeye çalışıyordu. Bu nedenle eski gücümüzü kaybettik, tekrardan eski saygımızı ve kuvvetimizi kazanmaksa oldukça engebeli bir yoldan geçiyor. Buraya gelirken yolda çeşitli insanlarla sohbet etme fırsatı buldum. Kimisi bana inanmadıklarını söylediler, halkım bile devleti yönetmek için bana güvenmezken ben nasıl iyi bir hükümdar olabilirim ki? Lütfen, bana yardım edin.”
Bilge adamı dinledikten sonra yan odaya gitmiş. Adamın yanına geri döndüğünde elinde birkaç tane mum varmış. Mumların hepsini teker teker yakmış ve Prens’e dönmüş, “Sevgili oğlum, anlattıklarının seni etkilememesi için bir yol var.” Önünde duran mumları göstermiş, “Bu mumları hepsi senin hayatını zorlaştıran şeyleri temsil ediyor: sana inanmayan insanlar, devletin kötü durumu, güce erişmeni kendi çıkarları için istemeyen insanlar ve daha ne varsa. Tek yapman gereken mumları üflemek ve onları söndürmek. Sönen her mum ışığı gibi bu negatif etkiler de senin üzerindeki güçlerini kaybedeceklerdir.” Prens inanamayan gözlerle bilgeye bakmış, “ Sadece bu kadar mı?” demiş. Bilge başıyla onaylamış. Genç Prens denemekten zarar gelmeyeceğini düşünerek mumları üflemiş. Bilge ona güven verici bir şekilde gülümsemiş, “Farkı hissettin mi?”. Prens coşkuyla haykırmış “Gerçekten işe yarayacağına ihtimal vermemiştim ama şimdiden omuzlarımdan bir yük kalktı sanki. Çok teşekkür ederim saygıdeğer bilge, size sonsuza kadar minnettarım.” Prens bunları söyleyerek mutlulukla ayrılmış bilgenin evinden.
Prensin hüküm sürdüğü yıllar boyunca krallık en şaşaalı dönemini yaşamış. Halk bolluk içinde yaşamış, yeni okullar ve dükkânlar açılmış. Prens krallığın gördüğü gelmiş geçmiş en iyi hükümdar olarak anılmaya başlamış.
Bir gün yaşlı bilge yine evinde otururken kapısı çalınmış. Yavaşça kapıyı açmış bilge. Önünde orta yaşlı, gösterişli bir kıyafet giyen bir adam duruyormuş. Bilge adamın gözlerine bakınca yıllar önce kendisine gelip yardım isteyen genç adamı tanımış. “Beni tanıdınız mı?” demiş hükümdar. Bilge onaylamış ve adamı içeri davet etmiş. Hükümdar “Gençliğimde en kötü zamanımda sizden yardım diledim. Kendime hiç güvenim yoktu ancak ne olduysa tam o an, ben mumları üflediğim sırada oldu. Bunca yıl düşündüm sihirli bir şekilde tüm korku ve endişelerimin kaybolmasını, etrafımın beni destekleyen insanlarla dolmasını, krallığın durumunun iyileşmesinin nasıl sadece mumları üfleyerek gerçekleştiğini anlayamadım.”
Bilge yine yıllar önce yaptığı gibi yan odaya gitmiş ve birkaç mum alıp gelmiş. Mumları masaya koyup şöyle demiş, “Bunlar sıradan mumlar, bu mumları söndürmek sana hiçbir şey katmadı aslında. Bunlar sadece senin bakış açını değiştirmene yardımcı oldu. Etrafında her zaman seni destekleyen insanlar vardı sen sadece onları görmeyip senin kötülüğünü isteyen, sana güvenmeyen insanlara odaklanmayı seçmiştin. Aldığın eğitimler ve zekân sayesinde doğru kararlar vererek kendine güvenini geliştirdin. Bunlar birbirlerini sürekli geliştirdiler ve sonunda ülkeni en iyi duruma getirme yolundaki engebelerin, gözünde küçülmesini sağladılar. Engebeler hala var, seni desteklemeyen insanlar hala var. Sadece artık senin üzerinde bir kuvvetleri kalmadı. Bu mumlarsa senin bakış açını değiştirmende sadece aracı oldular.”