Esrarengiz Ev

Güneşli, ağaçların çiçek açmaya başladığı, dünden kalan yağmur kokusunun hala havada olduğu bu gün baharın başlangıcıydı. Hem de Bahar’ın doğum günü. Üniversiteye giden Bahar, günün heyecanı ve ailesinin doğum günü için aramasıyla her zamankinden daha erken uyanıp hazırlanıp okulun yoluna düşmüştü. En yakın arkadaşı Lal ile okula aynı yoldan gidiyorlardı.  Beraber bir kafeden kahve alıp yollarına devam ettiler. Okulda arkadaş grubuyla küçük bir kutlama yaparak eğlenceli bir gün geçirdiler. Bahar okul çıkışı belki hep beraber bir yere giderler diye düşünürken kimsenin bu düşünceye yanaşmadığını görünce konuyu açmadı ve okulda kutladıkları için böyle bir plan yapmadıklarını düşündü. Eve varınca kendine ve kedisine yemek hazırladı. Yemeğini yerken bir film açarak akşamının keyfini çıkarıyordu ki Lal’den gelen bir mesajla irkildi.

Mesajda Lal garip görünümlü bir ev bildiğini ve beraber oraya gidip evi gezmek istediğini yazıyordu. Lal’in maceraperest ve çok film izleyen biri olduğunu bildiği için, Bahar bu duruma şaşırmıyordu. Hem de doğum günü olduğu için küçük bir maceranın hem unutulmaz hem de eğlenceli olacağını düşündü ve Lal’den konum atmasını istedi.

Bahar eve vardığında evin garipten çok perili göründüğünü düşündü. Lal ise hala ortada yoktu, ona mesaj attığında cevap alamayınca evde olduğunu düşünüp içeri girme kararı aldı. Evin kapısını açmaya çalıştığında kapını kilitli olduğunu fark etti.  Anahtar için etrafa bakmaya başladığı an üzerinde birden fazla anahtar olan bir anahtarlık gözüne çarptı. Kendi kendine “Gerçekten mi?” diye düşünüp anahtarları teker teker kapıda denemeye başladı. 14 anahtar denemesinden sonra kapı açıldı. İçeriye girdiğinde evin girişini birkaç mumun aydınlattığını fark etti. Onlarla evi dolaşmayı planlarken kapının kapanmasının yarattığı esinti mumları söndürmeye yetti. Mumların sönmesiyle eve zifiri bir karanlık çökmüştü.  Telefonunun ışığıyla etrafa bakmaya başladı. Evin eski, antika ve yıpranmış eşyalarla doluydu. Salonu gezerken aniden kapı kapanma sesiyle irkildi, ev bu yıpranmış eşyalarla Bahar’ı ürkütmeye yeterken bu sesin eklenmesiyle daha çok korkmaya başlamıştı. Kendini toparlayıp salondan çıktı, sesin yukarıdan geldiği düşüncesiyle yukarı kata çıkmaya başladı. Her bastığında merdiven ürkütücü ve rahatsız edici bir gıcırdama çıkarıyordu. Yukarı katı gezdiğinde kapalı bir kapı gördü ve bunun sesi çıkaran şey olduğunu düşünerek cesurca kapıyı açtı. İçeriye girdiğinde ay ışığının içeriyi aydınlatmasını sağlayan açık bir pencere gördü. Daha fazla çıkmaması için pencereyi kapattı, tam o an pencerenin kulpu elinde kaldı. Diğer odaları gezmeye devam ederken evde duyduğu sesler artmaya başlamıştı, bunu evin eski olmasına bağlayarak takmamaya çalışıyordu. Diğer odalara göre daha fazla eşyaya sahip olan bir odaya girdi. Bir çocuk odasıydı, oyuncak bebeklerle doluydu. Bahar hiçbir zaman oyuncak bebekleri sevmemişti, böyle bir ortamda daha ürkütücü bir hale gelmişlerdi. Bebeklere çok fazla dikkat vermeden etrafa bakınırken arkasında duyduğu sesle yerinden sıçradı. Bir bebek yere düşmüştü, hemen odadan çıktı ve merdivenlere doğru giderken kapattığı pencerenin açık olduğunu fark etti. Bu onu daha fazla germişti, hemen aşağı indi. Bakmadığı son bir yer kalmıştı, mutfak. Biraz sakinleşip soluklanmak için mutfağa girdiği an mutfak aydınlandı. Arkadaşları “Sürpriz!” diye bağırıp doğum günü şarkısını söylemeye başladı, pastayla beraber. Bahar’ın şaşkınlığı yüzüne yansımıştı, arkadaşlarına bu güzel sürpriz için teşekkür edip pastasının mumlarını üfledi. Mumları üflediği an mutfakta aydınlatma olmadığı için yaktıkları geri kalan bütün mumlar sönmüştü. Mumlar söndüğü gibi evdeki sesler tekrardan artmaya başladı. Bahar bu durumun önceden de mumlar söndüğünde yaşandığını söyleyerek bir şey olmayacağını söyledi ancak arkadaşları olan her şeyi onların yaptıklarını söylediler. Bunu fark ettikleri gibi kendilerini evin dışına attılar.

Dışarı çıktılarında bir arkadaşları korkudan polisi aramıştı. Polisler geldiklerinde evi inceleyip Bahar ve arkadaşlarına olayı anlatmalarını istediler. Bahar olayı anlatmaya “Ne olduysa tam o an, ben mumları üflediğim sırada oldu.” diyerek başladı. Anlatılanların sonucunda polislerin yüzlerindeki ifadeden olanlara inanmadıkları belli oluyordu. Evi inceleyen polisler evde bir şey bulmadıklarını söyledikleri an kimsenin polislerin bu olaya inanacağına dair inancı kalmamıştı. Polisler evin eski olduğunu ve bu yüzden sesler duyduklarını söyledi. Bahar ve arkadaşları durumun böyle olmadığını açıklamalarına rağmen polisler onlara masal anlatıyormuş gibi bakıyorlardı. Polisler güvende ve bir problem olmadığını açıklayıp gittiler. Bahar ve arkadaşları ise bu akşamı bir kafede kapatmaya karar verdiler. Hepsi unutmayacakları bir akşam geçirmişlerdi. Bu eve bir daha gelmeyeceklerine söz verdiler. Bu doğum günü Bahar’ın geçirdiği en heyecanlı doğum günüydü ve bu günü güzel bir hatıra olarak saklayacaktı.

(Visited 19 times, 1 visits today)