Her zaman evcil hayvan sahibi olmak istedim. İlk önce babama köpek diye tutturdum ama babam köpek ve kedi gibi hayvanların evde bakımının zor olacağını söyledi ve bana seçenek olarak kuş ve balığı sundu. Ben de balığı seçtim. İşte akvaryum maceram böyle başladı.
Babam ve üç yaşındaki kardeşim Kerem ile petshopa balık almaya gittik. Önce kendimize küçük bir akvaryum seçtik. Görevli bize gerekli akvaryum ilaçlarını, akvaryum aksesuarlarını, balık yemini teslim etti. Bize ilk olarak akvaryum nasıl kurulur, nelere dikkat etmeli, balık nasıl eklemeli hızlıca anlattı. Babama tek tek yazalım dedim. Babam ise “ne gerek var oğlum, ben anladım işte, bu iş kolay” dedi. Pek aklıma yatmadı ama fazla da karşı çıkmadım. Sıra balık seçmeye geldi. Moly cinsi balıkları tercih ettim. Balıkları bir kardeşim, bir ben seçtim. Kardeşim mutluluktan sevinç çığlıkları atıyordu. Tam 12 adet balık aldık. Görevli bize küçük bir akvaryum için bu balık sayısının çok olduğunu söylemedi hiç. Eve geldik. Büyük bir heyecan ile akvaryumu kurduk. “Yaşasın!” balıklarımız akvaryumumuzda yüzüyordu artık. Balıklarımıza bol miktarda yem verdik kardeşimle. Küçük balıklarımızın daha güçlü olmalarını istiyorduk. Kardeşim sürekli balıkları eliyle yakalayıp sevmek istiyordu. Benim bir görevim de akvaryum bekçiliği olmuştu artık. Küçük vahşi kediden balıklarımı korumak zorundaydım.
Aradan bir gün geçti. İkinci gün balıklarımız çıldırmış gibi hareket etmeye başladı. Anlayamadık; “Olsun bunlar yaramaz balıklarJ” diye düşündük. O da ne! Yüzen, oynayan balıklarımızdan biri yan yatmış bir şekilde akvaryumun tabanında duruyordu. “Uyuyor mu acaba ?” dedik. Hayır uyumuyordu, ilk kaybımızdı, balığımız ölmüştü. Çok üzgündük. Süzgeçle aldık akvaryumdan. Gözyaşlarımla vedalaştık. Daha sonra ardarda ölmeye devam etti küçük balıklarımız.
Balıklarımızın neden öldüğünü anlamak için tekrar petshopa gittik. Bu defa farklı bir görevli vardı dükkânda. Bize balıkları suya alıştırılarak bırakmamız gerektiğini, önce suyu uzun süre bekletmemiz gerektiğini ve akvaryuma ısıtıcı koyulacağını anlattı. Tavsiyeleri uygulamak üzere yeni dört güzel balık ile evimize döndük.
Bu balıklara çok iyi bakıyorduk artık. Onlar da biz de mutluyduk. Bir akşam, akvaryumumun dibinde küçük hareketli canlılar görüp bunların henüz dünyaya gelmiş yavru balıklar olduğunu anladığımızda ise küçük kardeşimle birlikte sevinçten çılgına döndük. Babamla yavruları süzgeçle topladık. Büyük balıkların küçük balıkları yiyebileceğini anlattı babam. Hatta bizim yaramazlar küçücük yavruları kovalamaya başlamışlardı bile. Akşamın geç bir saati olmasına rağmen babam koşup giderek yavruların akvaryumda duracağı ayrı bir bölme aldı.
Artık yavru balıklarımız var. Bu balıkları özenle büyütüyoruz. Onları izlemek gerçekten çok hoş. Arada balık kayıplarımız olsa da bu işi bayağı öğrendik diyebilirim. Sorumluluk sahibi bir akvaryum sahibiyim. Balıkları hem kardeşimden koruyorum, hem de bakımını yapıyorum. Odamı da minik dostlarımla paylaşıyor ve bundan büyük bir keyif alıyorum.