Birleşmiş Milletler dünya tarihinin gördüğü en büyük yıkımlardan biri olan 2. Dünya Savaşı sonrasında dünya barışını, güvenliğini korumak ve ekonomik, toplumsal , kültürel bir işbirliği oluşturmak amacıyla kurulmuştur. Birleşmiş Milletler yalnızca 2. Dünya Savaşının değil daha tam temizlenmemiş olan 1.Dünya savaşının da enkazının üstüne kurulmuştur. Yaklaşık 100 milyon kişinin ölümüne, pek çok şehirin yıkımına ve hatrı sayılır miktarda ülkenin tarih sahnesinden silinmesine neden olan bu iki büyük savaş sonrasında ve Milletler Cemiyeti gibi başarısız bir örneğin gölgesinde ortaya çıkmış bir kurumdur.
Günümüzde ise Birleşmiş Milletler çağın gerisinde kalmak ve işlevini kaybetmekle suçlanıyor. Peki insanların Birleşmiş Milletlere böyle suçlamalar yöneltmesinin sebebi ne, bunun pek çok nedeni var elbet ama en başlıcaları BM kurulduğundan beri gerçekleşen savaşlar ve en büyük sebeb olan 5 daimi üye. İnsanların itiraz ettiği bu 5 daimi üye kimler ; Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Fransa, Rusya ve Birleşik Krallık. Bu ülkeler Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesi. Kısaca Güvenlik Konseyinden bahsedecek olursak Güvenlik Konseyi BM’ye üye ülkeler arasında güvenlik ve barışı korumakla yükümlü en güçlü organıdır ayrıca konsey BM içinde bağlayıcı karar verebilme yetisine sahip olan iki organdan biridir. Konseyin işleyişi ve yapısına gelirsek konsey 15 ülkeden oluşur 5 daimi üye 5 tane her yıl değişen üye ve 5 tane 2 yılda bir şeçilen üye. Konsey 9/15 oy oranı ile karar verir 5 daimi üyenin ise kararı veto etme hakkı vardır daimi üyelerden biri red veya çekimser oy kullanırsa karar kabul edilmez.
Bu 5 üye ülke aslında sadece kendi ülkelerini ve oradaki milleti değil dünya üzerindeki pek çok ülkeyi temsil ediyorlar. Elbette, 1945 yılında olduğu kadar olmasada 2023 yılında da bu 5 ülkenin gerek ekonomik gerekse demografik ağırlığı oldukça yüksek. Fransa günümüzde Avrupa Birliği’nin ve BM kurulduğu zamanlarda ise mandası altındaki pek çok devletleri sembolize eder. Özellikle birlik kurulduğu zamanlarda birçok devletin çatısı altında olduğu Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin mirasçısı olan ise Rusya günümüzde hala büyük bir askeri güç olmanın yanısıra dünyanın en büyük yüz ölçüsüne sahip ülkesidir. Çin ise dünya nüfusunun nerdeyse beşte birini oluşturan her alanda büyük bir ülke. Birleşik Krallık namı diğer üzerinde güneş batmayan imparatorluk ise bünyesinde barındırdığı 4 ülkeyi( İngiltere, İskoçya, Kuzey İrlanda ve Galler) ve İngiliz Milletler Topluluğuna bağlı olan ülkeleri temsil eder . Amerika Birleşik Devletleri halihazırda dünyanın en büyük ekonomik ve askeri gücüne sahip ülkesi olarak aldığı kararlar ile dünyanın çoğunluğunu etkiler.
BM dünyada bir denge sağlar, her ne kadar dünyadaki bütün savaşları bir anda ortadan kaldırmayı başaramadıysa da 2. Dünya Savaşı benzeri büyük bir yıkıma mani olmayı başarmıştır ve çıkan savaşlar bölgesel kalmıştır . BM işleyiş bakımından mükemmel olmasada onu tümden kaldırmak dünyadaki mevcut düzeni sarsacaktır, üstelik şu an ki dünya düzeninde Birleşmiş Milletlerin yerine gelecek yeni ve daha iyi bir kuruluş mevcut değildir . Yeni oluşacak kuruluşta ya da BM’nin kaldırılması durumumunda ABD Çin gibi ülkeler yine eskisi kadar güçlü olacaktır. BM’nin kaldırılması durumunda ortaya çıkacak bölgesel kuruluşlar kendini Birleşmiş Milletler ilan ederek rekabetileri ile savaşlar da dahil istenmeyen sonuçlar doğurabileceklerdir. Birleşmiş Milletler’nin hangi koşullarda ortaya çıktığı düşünülürse tekrardan böyle bir uluslararası anlaşmanın kurulması için büyük bir savaş gerekebilir. İnsanların düşünce yapısı ve dünyanın düzeni değişmediği sürece sadece Birleşmiş Milletler’i reformu etmek dünya düzeninde istenen etkiyi yaratmayacaktır. Tüm bu durumlar göz önünde bulundurulduğunda eksik de olsa bir dengenin varlığı hiç olmamasından iyidir.