Sihirli Mumun Doğum Günüme Etkisi

Belki de en önemli günlerimden birisi geçen hafta cuma günüydü. Doğum günüm gelmişti. Her zamanki gibi yataktan kalkan ilk kişi ben olmuştum. Bugünün doğum günüm olduğunu unutmuş gibi davranacaktım. Geçtiğimiz günlerden kalan bazı yemekleri masaya çıkarttım ve kahvaltı yaptım. Yüzücü olduğum ve haftaya yüzme yarışlarım olacağı için eve biraz uzakta olan yüzme havuzuna gitmem gerekiyordu. Yüzme kıyafetlerimi, telefonumu ve evin anahtarını alıp evden ayrıldım. Hemen bir taksi çağırdım ve bir süre gelmesini bekledim. Tam taksiye binerken cüzdanımı evde unuttuğumu fark ettim. Neyse ki telefon kılıfımın içinde her olabilecek duruma karşı taşıdığım kredi kartı vardı.

Yüzme antrenmanlarım iki saat sürüyordu. Antrenmanım bittikten sonra her doğum günümde gittiğim gibi Milli Park’a gidecektim. Her doğum günümün olduğu gün Milli Park’a gider, oranın temiz havasını çeker, biraz dolaşır ve öğle yemeğimi orada yerim. Antrenman bitti. Antrenörüm bana ufak bir doğum günü hediyesi almış. Poşetin içini açtım. Bir anahtarlık vardı. Lego bir anahtarlıktı. Dalgıç karakterinin anahtarlığıydı bu. Antrenörüme teşekkür ettim ve Milli Park’a gitmek için otobüse bindim.

Milli Park’a geldim. Biraz dolaştım. Tertemiz bir havası vardı. Gölün içinde ördekler ve kuğular, yemyeşil ağaçlar, kırık taşlardan yapılmış patikalar ve küçük birkaç mağaza vardı.  Mağazalardan birine girdim. Oyuncak dükkanına girmiştim. Oyuncaklardan bir tanesi, penguen olan, dikkatimi çekmişti. Fiyatı da gayet uygundu. Oyuncağı satın aldım ve öğlen yemeğimi yemek için lokantaya girdim. Hamburger menüsü ve içecek olarak ayran aldım.

Yemeğimi bitirdikten sonra telefonumun çaldığını fark ettim. Arayan arkadaşımdı. Önce doğum günümü kutladı ve bir yerde buluşalım sana hediye aldım, dedi. Tekrar otobüse bindim ve buluşacağımız alışveriş merkezine doğru yola çıktım. Yarım saat sonra oraya varmıştım ve zemin katında arkadaşımla buluştuk. Önce hediyemi verdi sonra sarıldık. Bir şey yemek ister misin, diye sordu fakat ona buraya gelmeden önce yemek yediğimi söyledim. O da o zaman sana bir tatlı ısmarlayayım, dedi ama ben onun isteğini eve dönme bahanesiyle geri çevirdim.

Herkes benim gelmemi bekliyordu. Evi süslemişler, yemekleri pişirmişler, pastaya mumları dikmişler ve hediyeleri hazırlamışlar. Eve geldiğimde herkes bir anda “Sürpriz!” diye bağırdı. Sonra arkadan biri doğum günü şarkısı açtı. Şarkıyı en sevdiğim şarkıcılardan biri olan Pharrell Williams söylüyordu. Sonra ışıklar kapandı. Pastam geliyordu. Üstünde mumlar ve  küçük bir ayıcığı pastanın üzerine koymuşlar. Mumları üflerken kardeşim dilek tutmamı söyledi. Ben de onu dinledim. Sonrasında kapı çaldı. Gelen anneannem ve dedemdi. Dedemin elinde dilediğim oyun konsolunun son modeli vardı. Önce doğum günümü kutladılar sonra oyun konsolunu bana verdiler. Bugüne kadar aldığım en iyi hediye sanırım buydu. Çok mutluydum. Sonrasında dayım geldi. Onun elinde de konsolumda en çok oynamak istediğim oyunun CD’si vardı. Bütün dileklerim gerçek olmuştu. Ne olduysa tam o an, ben mumları üflediğim sırada olmuştu! O günü hiçbir zaman unutmayacağım. Her konsolu açtığımda onları hatırlayacağım.

(Visited 57 times, 1 visits today)