Şüphesiz içinde var olduğumuz evren benzeri olmayan bir düzen ve ahenk içinde işliyor. Peki bu düzeni neye borçluyuz? Bizi ve evreni yaratan tanrıya mı ya da mutlak güç sahibi gizemli bir varlığa mı veya insanoğluna mı… Şahsen dini bütün bir kişi değilimdir -kendi gözlerimle görmediğim şeylere inanmam- dolayısıyla benim için bu sorunun cevabı çok basit: Matematik. Her ne kadar çoğu kişi nefret etse de ben matematiği özelliklede denklemleri çok severim. Çünkü her şey matematikte somuttur, her sonucun bir nedeni vardır. Dinde olduğu gibi motomot sorgulamadan elle tutulamaz gözle görülemez şeylere inanmak zorunda değilsinizdir, istediğinizi istediğiniz kadar sorgulaya bilirsiniz. En önemlisi matematik her yerdedir. Zaman ve mekân sayıları kısıtlamaz, kısıtlayamaz. Çünkü onlarda aslında temellerinde sayıları barındırırlar.
Etrafınıza bakın belki bu yazıyı okurken ince belli bardağınızda içtiğiniz çaydan taktığınız gözlüğe, konuştuğunuz dilden en sevdiğiniz şarkının melodisine her şeyim matematiksel bir karşılığı var. Hatta daha da ileriye gidelim bir bilim insani bir köprünün çöküşünü tamamen cebir, geometri ve denklemler kullanarak anlattı. Bu sayede kim olursa olsun bu denkleme baktığında köprünü ne zaman, nerde, neden ve nasıl çöktüğünü anlayabilecekti. Peki asıl soru şu sayıları biz mi kontrol ediyoruz yoksa onlar mı bizi kontrol ediyorlar?
Bu sorunun cevabı bir önceki kadar basit ve net olmasa da bence cevap: ikisi de. Çünkü evet her ne kadar insanoğlu sayıları istediği gibi istediği şekle sokabilse de biri diğeri olmadan hayatta kalamaz. Bunun sebebiyse şudur: matematik insanlardan önce var olmadı ve insanlarda matematiksiz var olamadı.
https://tumac.org/pur-matematikten-uygulamali-matematige-muzik/
https://www.youtube.com/watch?v=v6fbi65C2lQ