Yarıyıl tatilinde ben İstanbul’a gittim ve orada Yerebatan Sarnıcı’nı ziyaret ettim. Açıkçası oraya girdiğim anda orası benim çok dikkatimi çekti. Bir de orada benim ilk dikkatimi çeken şey suyun içindeki paralar oldu ve sadece Türk lirası değil başka para çeşitleri de vardı. Örnek verirsek mesela (cent). Bir de orada insanların çok dikkatini çekecek heykeller vardı ama bu heykellerin hepsi suyun içinde duruyordu. Mesela kafası yılan olan kadın, ters duran kafalar, insan yüzleri, el heykeli gibi bir çok heykel bulunuyordu. Orada suyun içindeki heykellere bakmak için suyun üzerinden yürünemeyeceğine göre oraya her yerden geçen bir köprü yapmışlardı. İlginç bir şekilde bir de oranın ışıkları çok az idi, hatta ışıkların çoğu suyun içinde küçük ışıklandırmalar halindeydi. Benim gezdiğim Yerebatan Sarnıcı bu şekildeydi ama ben Yerebatan Sarnıcı hakkında sizlere bazı bilgiler vermek istiyorum. Sarnıcın, geçmişte üzerinde bulunduğu Basilika Stoa adlı anıtsal yapının ve bölgenin su ihtiyacını karşılamak için yapıldığı tahmin edilir ve yaklaşık 100.000 ton su depolama kapasitesine sahiptir. İstanbul’da şehrin su ihtiyacını karşılamak amacıyla 526-527 senelerinde yapılmıştır. Bizans İmparatoru 1. Justiniarus tarafından yapılmıştır. Bölgelerin su ihtiyacını karşılamak amacıyla Hadrianus su yollarına bağlanmıştır. Sarnıcın üzerinde daha önceden bir bazilika bulunmasından ötürü Bazilika Sarnıcı olarak da adlandırılmış. Bu arada “Bazilika” Romalılarda, dikdörtgen biçiminde, uç bölümünde yarım çember gibi bir çıkıntısı olan şeye denilir.