Bu benim 13. doğum günümdü. Artık bir yaş daha büyümenin ve arkadaşlarımla vakit geçirmenin heyecanını hissediyordum.
Pasta masanın üzerinde mumları yakılmış şekilde üflenmeyi bekliyordu. Arkadaşlarım mutlu yıllar şarkısını söylüyor ve bir an önce pastayı yemeyi bekliyorlardı.
Zaten ne olduysa tam o an ben mumları üflediğim sırada oldu!
Birden her yer rengarenk ışıklarla doldu ve giderek pasparlak bir beyazlık içerisinde sarmal bir merdiven belirmeye başladı. Merdivenin korkuluklarını sıkıca tutup tırmanmaya başladım. Her adımda sanki daha da büyüyor ve değişiyordum. Merdivenin sonundaki kapıya ulaşıp açarak devam ettim ve kocaman bir salondaydım.
Salonun ortasında üzeri çeşit çeşit yiyeceklerle dolu bir ziyafet masası duruyordu. Masaya yaklaştım ama arkadaşlarım ailem nereye kaybolmuştu? O sırada karşıdaki aynaya gözüm ilişti ve aynada gördüğüm yaşlı adam bana çok tanıdık geldi.
O da ne korkudan öleceğim… Ama bu benim…
Yavaşça ellerime yüzüme dokundum ve kırışıklarımı hissettim. Az sonra nedenini bilmediğim bir sebepten dolayı gülmeye başladım. Uyandığımda bunun sadece bir rüya olduğunu, gülme sebebimin annemin beni gıdıklaması olduğunun ve doğum günümün aslında bu gün olduğunu hatırladım.