Benim adım Eda. Bugün arkadaşlarım ile birlikte evde zaman geçireceğim. Annemler ile babamlar evde olmadığına göre huzur içinde bunu yapabilirim. Arkadaşlarım ile birlikte harika bir parti yapacağız. Önce televizyonun karşısında sağlıksız yiyecek (patates kızartması, hamburger, kızartılmış tavuk) yiyeceğiz ve gazlı içecek (kola, soda) içeceğiz. Sonra evin bahçesinde çadır kurup ateş yakacağız ve birbirimize hikaye anlatacağız. En son yıldızların altında uyuyacağız. Tam bunun düşünü kuruyordum kapı zili çaldı. Arkadaşlarım gelmişti. Ada, Melek ve Alya. İçeriye girdiklerinde hemen konuşmaya başlamıştım. Alya her zamanki gibi bir kitap getirmişti. Onun efsaneler kitabı olduğunu kapağından anlamıştım. Neyse konuya dönelim. Hepimiz yapacağımız parti için çok heyecanlıydık. Ben zaten yiyecekleri hazırlamış ve televizyonu kurmuştum. Ama televizyon odasına geçtiğimizde ne televizyon ne de yiyecekler oradaydı. Diğer aktiviteye geçelim dedik. Dışarı çıktık ve kamp ateşi yaktık. Tam hikayeyi anlatmaya geçiyorduk ki Alya kitabını içeride kaldığını söyledi. Hepimiz kitabı almak için içeri girdik. Dışarıya geri geldiğimizde her şey yok olmuştu. Çok üzgündük. Ta ki Melek yağa basarak bahçedeki heykelin burnuna çarpana kadar. Melek kalktığında heykelin önünde gizli bir geçit açılmıştı. Sonra bir mum yakıp geçide girdik. Her yer tuhaf yazılarla doluydu. Ada “Bu yazılar da ne?” diye sordu. Alya şu cevabı verdi “Bu dili çalışmıştım, antik bir dildir bu. Yazanlar bize bir şey anlatıyor gibi.” “E o zaman, ne yazıyor burada?” dedi Melek. “Bu dili uzun zaman önce çalışmıştım o yüzden hatırlamıyorum.” dedi Alya. “Yolumuzu nasıl bulabiliriz peki?” diye sordu Melek. “Tabii ki yağ izlerini takip ederek.” diye cevap verdim. Her yerde yazılar vardı. Sanki bizi bir şeye uyarıyor gibi. “Mumu üfleye bilir miyim?” diye sordum. Herkes evet cevabını verdi, üfledim. Birden içimizden bir şey geçti. Hemen mumu yaktım. “O da neydi?” diye sordu Ada. “Ne olduysa tam o an, ben mumları üflediğim sırada oldu.” diye cevabı verdim. Sonunda yağ izlerinin sonuna geldik. Bir oda vardı karşımızda. İçeri girdiğimizde birini gördük. Bir insan vardı odanın içinde. “Merhaba” dedik ona. Görünüşe göre adı Zeynep ve burada bazen zaman geçirmeye gelirmiş. “O zaman neden yiyeceklerimizi ve eşyalarımızı alıyorsun?” diye sordum. “Özür dilerim onların hala kullanıldığını sanmıyordum.” dedi Zeynep. “Peki o yazılar neydi?” diye sordu Alya. Zeynep şu cevabı verdi “Ben de bilmiyorum.” Ada sordu “O zaman içimizden geçen neydi?” “O benim köpeğimdi.” dedi Zeynep. Hepimiz bir ağızdan “Bizimle yıldızların altında uyumak ister misin?” “Olur.” diye cevap verdi. Beş arkadaş yıldızların altında mışıl mışıl uyuduk. Hikaye burada bitti ama asıl soru o yazılar ne anlama geliyordu?
Yazılar
(Visited 41 times, 1 visits today)