Büyüklerimize sorduğumuz zaman genelde hepsi şehir hayatından uzak, sakin bir yerde yaşamak istediklerini söylüyorlar, peki siz büyüdüğünüzde kalabalık bir şehirde mi yoksa kalabalıktan uzak sessizliğin hakim olduğu bir şehirde mi yaşamak isterdiniz? İki seçeneğinde kendi açısından artı ve eksileri bulunuyor ve bu yüzden bu sorunun doğru bir cevabı yok fakat kişiliğinize ve hayata karşı bakış açınıza göre kararınız değişebilir.
Kalabalık ve gürültülü şehir hayatından uzak sessiz, sakin bir şehirde yaşadığınızı düşünün. Bir nevi bir köyde yaşıyorsunuz, kendi yiyeceklerinizi kendiniz topluyorsunuz, temiz havayla iç içesiniz. Sadece bu şekilde düşünüldüğünde kulağa gayet hoş gelsede detaylı düşünüldüğünde bazı problemler ortaya çıkıyor. Örneğin şuanda hayatımızın olmassa olmazı, neredeyse bir organımız haline gelen telefonları ve diğer teknolojik aletleri düşünelim. Telefonların çekmediği, internete erişimin olmadığı bir yerde yaşamak pek de hoş sayılmaz değil mi? Tabi ki bazı insanlar için telefonsuz bir hayat problem olmayacaktır fakat çoğunluğumuz için bunu söylemek pek mümkün değil. Çoğumuz telefonları günlük hayatımızda çok önemli bir yerde tutuyoruz, aktif olarak kullanıyoruz. Hayatımızda bu kadar aktif yer alan bir aleti bir anda hayatımızdan çıkarmanın çok da kolay olacağını düşünmüyorum. Öte yandan telefonun zararlı etkileri düşünüldüğünde telefondan uzaklaşmak aslında kötü bir karar değil. Sessiz, sakin bir yaşamla birlikte temiz hava, teknolojiden uzak kalmak, doğal yiyecekler yemek bu hayatın temel artılarından denilebilir.
Kalabalık, tıklım tıklım bir hayat zaten çoğumuzun halihazırda deneyimlediği bir duygu fakat büyüdüğümüzde bu hıza, kaosa ayak uydurabilecek miyiz? Şuan her şeye hızlı bir şekilde erişime sahip olmak cazip edici gelse de yaşınız arttığında, bunlara ihtiyacınız olmadığında anlam yitirmeye başlıyor. Tabi gelişmiş bir şehrin artılarını göz ardı etmemek gerek. Her şeye anında erişim belki günlük hayatımızda pekte fark edilir gözükmese de internetten tek tık ile marketten yaptığınız alışverişi yapamadığınızı düşünün. Hızlı bir şehir hayatına adapte olmayı başarmış bir insanın bu yaşama şeklinden rahatsız olacağını düşünmek pek mümkün değil.
İki yaşam biçiminin de kendine özgü artı ve eksileri var. Yaşlandığında dahi hızlı bir yaşantı isteyen birinin sakin bir yere taşınmasındansa kalabalık bir yerde yaşaması tabi ki onun ruh sağlığı ve mutluluğu için önemli olacaktır, öte yandan artık bu ses, görüntü kirliliğini, kalabalığı ve hızlı yaşantıya dayanamayan bir insanın kalabalık bir şehirde kalmayı diretmesi mantıklı değildir. Bunun yerine sakin bir ortama taşınıp kendi meyvesini ekip biçtiği, kendi yemeğini yaptığı sakin bir yerde yaşaması o birey için daha sağlıklı olacaktır. İki yaşam stili de insanların nasıl büyüdüğü, kültürleri ve yaşanmışlıkları ile doğru orantılıdır, bu yüzden böyle bir soruya doğru yanlış belirlemek mantıksızdır çünkü bu tarz bir sorunun ne doğru ne de yanlış bir cevabı vardır.