Bir ordu ne kadar güçlü olursa olsun, zamanı gelmiş bir fikrin önünde duramaz. Bunun nedeni, fikirlerin dünyayı fiziksel gücün yapamayacağı şekillerde dönüştürme ve etkileme gücüne sahip olmasıdır. Toplumsal değişim getirebilir, yeni fırsatlar yaratabilir ve devrimleri ateşleyebilirler. Fikirler genellikle durdurulamaz ve hiçbir askeri güç onların toplumda kök salmasını engelleyemez. Bu nedenle, bir fikrin zamanının geldiğini fark etmek ve onun potansiyelini iyilik için kucaklamak önemlidir.
Bir fikrin gücü inkâr edilemez. Bütün bir ordunun teslim olmasına neden olabilir. Güçlü fikirlerin hükümetleri ve imparatorlukları yıkmayı başardığı tarih boyunca görülebilir. İster Fransız Devrimi, ister Sovyetler Birliği’nin çöküşü olsun, fikirlerin bugün dünyamızı şekillendirmede büyük etkisi oldu. Bir ordu ne kadar güçlü olursa olsun, zamanı gelmiş bir fikrin gücüne karşı koyamaz.
Bir fikrin gücü genellikle hafife alınır ancak yine de tüm güçlerin en güçlüsüdür. Dünyada devrim niteliğinde değişiklikler yaratabilir, yeni yollar yaratabilir ve daha önce imkânsız olduğu düşünülen olasılıkları açabilir. Hiçbir ordu, ne kadar güçlü veya donanımlı olursa olsun, zamanı gelmiş bir fikrin gücüne karşı koyamaz. Sınırları, kültürleri ve ideolojileri aşar ve insanları ortak bir amaç doğrultusunda birleştirir. Bu güç o kadar kuvvetlidir ki en güçlü orduları dahi alt edip onları kendi iradesine boyun eğdirebilir.