Bir gün İstiridye Sokağı’nda yürüyordum. En eski pantolonlarımdan birini giymiştim ama favori pantolonumdu. Sonra genç bir kız bana doğru yürümeye başladı. Donup kalıverdim meğerse bir katil onun peşindeymiş. Cebime bir şey sokuşturdu ama umursamadım ve yürümeye devam ettim. En son eve geldiğimde cebime baktım ve cebimde ”Hemen beni ara!” yazan bir not ve altında son rakamı silinmiş bir numara vardı. Kağıt aceleyle kopartılmıştı belliydi. Bir dedektif olarak işe koyulmam gerekti. Hemen kağıt parçasını alıp evdeki ofisime koyup incelemeye bıraktım. Şanslıydım ki elimde kar eldivenlerim vardı. Parmak izi Yağmur Ziyagil adlı bir kıza aitti. Demek ki kağıdı veren kız oydu. Bir katilden kaçmaya çalışıyordu çünkü Ziyagil ailesini herkes tanır, bilir ve onu mutlaka birileri görmüştür, duymuştur bu sokakta. Babası Hakan Ziyagil çok zengin bir iş adamıdır. Herkes kızını kaçırmanın ya da öldürmenin peşinde ama neyse… Sonra o numaraya gittim. Zeynep acılar içinde inliyordu. Çok kanaması vardı. Ondan sonra kanamasını durdurmaya çalıştım ama durduramadım ve oracıkta can verdi, kollarımda… Dün gibi hatırlıyorum ne olduğunu ama tek sorun kimin yaptığını bilmemem.
.