1861-1931 yılları arası yaşamış olan Fransız profesör Maximilien Ringelmann birden çok araştırma ve fikir geliştirmiştir. Bu araştırmalar ve fikirler arasında en göze çarpanı “Ringelmann Etkisi” ya da bir öbür isimiyle “Sosyal Kaytarma”dır. Peki tam olarak ne demek “Ringelmann Etkisi”?
Ringelmann Efekti, bir gruptaki bireysel üyelerin, grubun büyüklüğü arttıkça giderek daha az üretken olma eğilimine denir. Fransız profesör Maximilien Ringelmann tarafından keşfedilen bu etki, bir grubun büyüklüğü ile grup üyelerinin bir görevin tamamlanmasına kişisel katkısına olan büyüklüğü arasındaki ters orantıyı göstermektedir. Ringelmann, süreç kaybı ya da performans eksikliğini ve grubun sahip olduğu üretkenlik arasındaki ilişkiyi incelerken, gruptaki üyelerin bir görev üzerinde birlikte çalışmasının mesela ip çekme yarışması gibi grupsal aktivitelerinin veya çalışmalarını, üyelerin tek başına hareket etmesine kıyaslamış ve önemli ölçüde daha az çaba gerektirdiğini bulmuş. Ringelmann, bir gruba daha fazla üye eklendikçe, grubun genellikle giderek eskisinden daha verimsiz hâle geldiğini; grup çalışmasının ve ekip katılımının güvene dayalı bir şekilde üyeler adına artan emeğe ve çabaya yol açtığı fikrini ihlal ettiğini bulmuştur.Kısacası Ringelmann Efekti, “bir elin nesii var, iki elin nesi var” atasözümüzün karşıt düşüncesini savunuyor.
Peki Ringelmann Efektinin tam karşıt ifadesi olan atasözümüz bize tam olarak ne anlatıyor. Bu atasözümüzün TDK’ ye göre anlamı, başarıya erişmek için birlik olmak gerek manasında yazılmıştır. Her insanın gücünün ve kuvvetinin sınırları vardır. Bir insan, birçok şeyi kendi başına halledemez. Kendi başına halletmeye çalıştığında da, tabiki de halledemeyeceği veya yapamayacağı işler olacaktır. Bunun gibi işlerde, bir başka birey ile veya bireyler ile iş birliği içinde olmak gerekir. Beraber yapılan işler, daha kısa zamanda ve çok daha basit bir şekilde halledilebilir. Ve insan sosyal bir varlık olduğu için, zor işlerin üstesinden gelmek, ancak başkalarının desteği ve yardımı ile olabilir.
Atasözü mü? Yoksa, Ringelmann Efekti mi? Aslına bakarsanız ikisinin de doğruluk payı var. Çünkü insan sosyal bir varlık. Eğer her şeyi tek başımıza halledebilseydik, öbür insanlara ne gerek vardı. Ama şöyle de bir durum var ki; insanlar türlü türlü duygulara sahip ve bu duygular, bir durumdaki fikir eksikliği ve gruptaki çalışma verimsizliği ile doğru orantılı. Mesela bir insan utangaç olduğu için gruptaki bir sosyal aktivite de fikrini söyleyemez ve bu durm fikir eksikliğine ve gruptaki çalışma verimliliğini azaltır.
Uzun lafın kısası, Ringelmann Efekti ve atasözümüz birbirlerine ne kadar da zıt düşünceler olsa bile ikisinin de doğruluk payı var.