Sabah ürkütücü bir sesle uyandım. Sanki yanımızdaki eve tadilat yapılıyordu. Saat sabah 9’du ama hava hala karanlıktı. Camdan dışarı baktım ve gördüklerime inanamadım. Dışarıdan kötü kokular geliyordu. Her taraf çöp ve iş makinası doluydu. Hatta nefes almak o kadar zordu ki tüm işçiler oksijen maskesi takıyordu.Bu çok acı vericiydi. Hemen kenarda yavru bir köpek gördüm. O kadar açtı ki çöpün kenarındaki çöpleri kemiriyordu. Köpeğe götürmek için koşarak mutfaktaki artık yemekleri alıp kapıyı açtım. Kapının üstünde not buldum. Notun üstünde dışarı çıkmamızın yasak olduğu ve ihtiyacımızı karşılamamız için bir telefon numarası yazıyordu. Aniden öksürmeye başladım. İçeriye gittim ve cam açık kaldığı için tüm kirli hava içeri dolmuştu. Nefes almakta çok zorlanıyordum. Hemen camı kapattım. Bir koltuğa oturup dinlendim. Tam uykuya dalacaktım ki dışardan sürekli ambulans sesleri geliyordu. Hemen haberleri açtım. İnsanlar oksijensizlikten ölüyorlardı ve sadece insanlar değil tüm canlılar. Çok acıkmıştım mutfağa gidip dolabı açtım fakat hiçbir şey yoktu. Notun üstündeki telefon numarasını arayıp yiyecek bir şeyler sipariş ettim.Yemek büyük ve metal bir kutunun içinde geldi. Sıcak ve sebzeli bir yemek beklerken içinden sadece ekmek ve konserve kutusu çıktı. Eskiden hepimizin 1 taneden bir şey olmaz diye attığımız çöpler yüzünden her saniye insanlar ölüyor, çocuklar top oynamak için dışarı çıkamıyor, okula gidemiyor. Sonuçlarını bildiğimiz halde hiçbir şey yapmıyoruz. Kendimizi önemsemesek bile en azından gelecek nesilleri düşünmeli ve onlara temiz ve güzel bir yaşam bırakmalıyız.