SİHİRBAZ

Yıllar yıllar önce bir kentte bir sihirbaz yaşarmış. Halka inanılması güç illüzyonlar yaparmış. Günün birinde her gün çıktığı kent merkezinin çeşmesinin yanındaki kürsüde elindeki sihirbaz kartlarını karıştırıyor , halka veriyor sonra da tahmin yapıp doğru kartı veriyordu. Bir süre sonra şapkasından tavşan çıkarıyor halkın göz odağı oluyordu. Her şey iyi gidiyordu ama bir çocuk “Ben sihirbaz olsaydım daha iyisini yapardım.” diye ünlü sihirbaza karşı çıkmıştı. Sihirbaz gülerek “Söyle evlat ne yapacaksın da  halkın gönlünü benden fazla alabileceksin?” diye cevap vermiş. Çocukta “Sihirbaz Efendi eğer bana bunları nasıl yaptığını öğretirsen ben onu geliştirerek daha iyisini yaparım.” demiş. Sihirbaz gülerek ‘Tamam evlat gel de sana öğretiyim.” deyip harika şovu yarıda kesip çocuğu evine davet etmiş. Sihirbaz “Bak evlat ilk başta bu kartları elinin arkasındaki bölmeye koyacaksın.” Çocuk “Hangi bölge sihirbaz Efendi?” “Sana vereceğim kıyafet özel evlat!” Sonra sihirbaz küçük çocuğa bütün numaraları bir bir öğretmişti. Sonra çocuk gizlice bu numaraları halka anlatmış. Haftalar sonra halk sihirbazın numaralarını öğrendiği için ilgi duymamaya başlamış. Ama çocuk birden kürsüye çıkıp “Ey sihirbaz Efendi, ben sana daha iyisini yapacağım demiştim sözümü tutmaya geldim buraya.” demişti. Birden elinde olan sopayı kıyafetin içine çekip saniyeler içinde aynı cebinden kurbağa çıkardı. Halk çok şaşırdı ve küçük çocuk ilgi odağı oldu. Sihirbaz şov bittikten sonra bunu nasıl yaptığını nasıl halkın karşısında böyle bir şey yapabildiğini sordu. Çocuk gülerek “Eee, sihirbaz efendi bana anlattığın numaraları halka anlatıp bu numaraları halkın gözünde normalleştirdim. Sonra da senin verdiğin kıyafetin bölmesine bir bölüm daha ekleyip daha farklı bir şey çıkardım.” dedi. “Böylece halkın odağını ve saygınlığını basit işlerle senden daha fazla kazanmış oldum.”

(Visited 12 times, 1 visits today)