Ülkemizde 2004’ten beri yürürlükte olan Hayvanları Koruma Kanunu özellikle günümüzde pek başarılı bir şekilde yürütülemiyor. Şuanda ise bu kanunun isminin “Hayvan Hakları Kanunu” olarak değiştirilmesi öne sürüldü. Kiminiz “Ne fark ettirecek ki?” diye soruyor olabilir. O zaman ben de size bir şey sorayım, “İnsanları Koruma Kanunu” diye bir şey duydunuz mu siz hiç?
Hayvanları Koruma Kanununu çiğneyen her kimse 2021’den önce, Türk Ceza Kanununa göre değil, Kabahatler Kanununa göre yargılanıyordu. Bu da para cezası demekti. Tabii ki her insan yanlışlıkla bir hayvana zarar verebilir ve o takdirde bu kanuna göre yargılanması doğru olur. Fakat maalesef dediğim gibi hayvanlara zarar veren “her kimse” Kabahatler Kanunu kapsamında değerlendirildiği için sadece para cezası alıyor ve bu para devlet hazinesine aktarılıyordu. Örnek verecek olursam, kişi hayvana zarar verdiğinde hayvanın kendini savunabilecek becerisi olmadığından; kişi “Bilerek olmadı.”, ”İlk o saldırdı.” gibi cümlelerle Kabahatler Kanunu içerisinde paçayı yırtabiliyordu. 2021 Haziran’dan sonra değiştirilse de kanun hala günümüzde düzgün bir şekilde işleyemiyor. En temel sorun işlenen suçların cezası ya caydırıcı olmuyor ya da hiç olmuyor. Genellikle Hayvanları Koruma Kanununu çiğnendiği zaman mahkeme başlatılması uzun sürüyor. Hatta bazen hiç mahkemeye bile gitmiyor. Misal olarak, Konya’da yaşanan köpek cinayeti zanlıları avukat bulamadıkları için dava uzun süre başlayamamıştı. Kişiler ceza aldıklarında ise 6 aydan 4 yıla kadar hapis cezası alıyor. Bu süre yeterli gelmiyor ki şuan hayvan cinayetlerinde sürekli artış görülüyor.
En baştaki sorumuza geri döneyim, Hayvanları Koruma Kanununu “Hayvan Hakları Kanunu” olarak değiştirmek ne fark ettirecek? Kendi düşüncemce, bir canlıyı “korumak“ diye bir tabir olmamalıdır. Hayvanların yaşama, barınma gibi kendi hakları vardır, onları korumak gibi bize düşen bir sorumluluk yoktur. Unutulmaması gereken husus; burada savunulan hakkın, bir kısım hayvan severlerin hakkının değil, hayvanların hakkı olduğudur. Hatta bu kanun ile hayvan severlere karşı bile hayvanların haklarının savunulacağı esası kabul edilmelidir. Çünkü Alman Medeni Kanununun 90. maddesine de eklendiği ve kabul edildiği üzere, “hayvanlar bir eşya ya da mal değildir.” Onlar, biz insanların korumasına ihtiyaç duyan bir nesne değildirler. İsmi değiştirmek, koca bir kanunun baştan aşağı yeniden yazılmasındaki atılacak ilk adım olacaktır.
Hayvanların eşya veya bir mal olduğu algısını bu şekilde değiştirdiğimize göre şimdi ise kanunları sil baştan nasıl yürütüleceğini halletmek gerek. İlk olarak 5199 sayılı kanunun (Hayvan Hakları Kanunu) cezalarının daha caydırıcı olması gerekli. Kaç yıldan yıla, neye göre belirlenecek buna karar vermek uzun ve detaylı bir süreç olmalı, ben burada kesin bir yargı söyleyemem. Fakat kendimce emin olduğum bir şey var ki, kasıtlı yapılan bir hayvana yapılan herhangi bir eziyette, büyüklüğü önemli olmadan, para cezası uygulanmamalıdır. Dünyadaki hiçbir canın bedeli para ile ödenemez.
Bir Canın Bedeli
(Visited 40 times, 1 visits today)