Eğitim hayatımızda iş hayatımızda ve sosyal hayatımızda birçok görevimiz, sorumluluklarımız vardır. Bazı kişiler tek başına bu sorumluluklarını yapmayı tercih ederken bazı kişiler ise takım veya grup halinde işlerini yapmayı tercih ederler. Bu durum isanların fikirlerini çoğu zaman karşı karşıya getirebiliyor.
Max Ringelmann bu konu hakkında fikrini belirten kişilerden birisi. Ringelmann’e göre bir gruptaki üye sayısının artması üretkenliği düşürüyor. Buna Ringelmann etkisi adı veriliyor. Bu düşüncesi savunmasının sebebini ise “çeşitli kişilerarası süreçler, grubun genel yeterliliğini azalttığı için gruplar tam potansiyellerine ulaşmada başarısız olurlar.” Bu şekilde tanımlıyor.
Max Ringelmann’in tam tersi olarak düşünenler ise bizim atalarımızdır. “Bir elin nesi var iki elin sesi var “derler. Yani tek kişinin hiçbir şey yapamayacağı fakat fazla kişi ile bir ses, bir sonuç üretebileceklerini anlatır. Çoğu zaman günlük yaşantımızda da “birlikten kuvvet doğar “gibi sözler duymamız mümkündür.
Bu iki durumu artıları ve eksileri ile detaylı olarak değerlendirecek olursak; fazla kişi ile çalışmanın neden üretkenliği düşürdüğünü aslında bi örnek ile anlatabiliriz. Halat çekme yarışmasında kişi sayısı arttıkça bireyler kendi çabasının kritik olmadığını hissetme eğilimine katılır. Bu durum ise git gide verilen gayretin düşmesine neden olur. Bu sadece halat çekmede değil genel olarak tüm grup çalışmalarında görülen bir durumdur. Yani Ringelmann grubun verimliliğinin, bireylerin tek başlarınayken gösterdikleri verimliliklerden yola çıkılarak hesaplanan toplamdan daha düşük olduğunu bulmuştur. Gayet iyi bir düşünce yapısı olmasına rağmen bu tezi yıkacak gruplar tabii ki oluşturulabilir.
Atalarımızın savunduğu düşünce şeklinde ise birlik ve beraberliğin her zaman tek kişiden daha güçlü olduğu söylenmiştir. İstatistikliklere baktığımızda geçmişten bir örnek ile karşılaşıyoruz.1950’lerde reklam şirketi yöneticisi Alex Osborn beyin fırtınasının faydalı olduğunu savunmuştur. Bu genellikle reklam şirketi gibi çalışma alanlarında yaygın olan bir çalışma yöntemi olsa da araştırmalar bireylerin beyin fırtınası yoluyla fikirlerini çeşitli nedenlerle açıkça ifade edemediklerini göstermektedir. Çoğu kişinin bir araya gelip fikir üretmesi olan beyin fırtınası da bu düşünceyi destekleyen örneklerden biri olsa da bilime göre pek de işe yaramamaktadır.
İnsanlar nasıl karakter ve görünüş olarak birbirlerinden farklılarsa seçimler kişiden kişiye göre değişebilir. Ancak ben Ringelmann in doğru olduğunu düşünüyorum. Araştırmalara baktığımızda zaten istatistikler bize deneylerin sonuçlarını kesin ve net bir şekilde verirken diğer fikirin doğruluğunu yıktığını düşünüyorum. Yirmi birinci yüzyıla genel olarak göz geçirdiğimizde büyük şirketleri ve onları yöneten tek kişileri görüyoruz evet o şirketlerde çok fazla kişi çalışıyor olabilir ama o noktaya kadar insan tek başına gelebildiyse asıl başarı budur. Bir söz ile kapatmak gerekirse; Zaman, birlikten kuvvet doğurma zamanı değil; zaman, tek başına dimdik ayakta kalabilmeyi becerme zamanıdır.