Feeling and emotion of ' nine to five' businessman in diary life since going to work until finished working and go home.

NASIL BAŞLARSA HEP ÖYLE Mİ GİDER?

Bir bireyin başarı öyküsü nasıl başlarsa öyle gider demek yanlış olur. Bazı başarı hikayeleri vardır ki zorluklarla başlayan, sürekli başarısız olup bininci denemede başarıya ulaşan. Ve bazıları vardır ki çok iyi başlayıp, her gün başarılarına başarı kattıktan sonra, bir gün bir bakmışın, başarısızlık hikayeleri ile hayatına devam etmekte, adeta çöküş hikayesini kendi kendine yazmaktadır.

Başladığımız işlerde başarısızlık ihtimali bize bağlı olmadan da gelişebilmektedir.  Dolayısıyla başarısızlıkla başlayan hayatların başarısızlıkla devam edeceği tezi doğru olsaydı, dünya başarısız insanlardan geçilmezdi. Aslında sihirli anahtar başarısızlıkların üzerine gidip başarıya dönüştürebilmektir. Başarısızlığın tescili pes etmekle başlar. Pes etmeden yola devam edebilenlerin başarısı hep peşlerinden gelir ve başarı azmin son noktasında kişiyi takip eder. Umutsuzluğun umuda, başarısızlığa başarıya dönüştürülebilmesi kişinin kendi beynindedir.

Benim görüşümün aksi geçerli ve doğru olsaydı, atom parçalanmazdı. Einstein’ın da dediği gibi “Sakın sana kötüsün diyenlere aldırma. Bana da geri zekâlısın diyenler oldu. Ve ben atomu parçalayıp ellerine verdim.’’ Ve yine Microsoft diye Dünyanın en gelişmiş yazılımı Bill Gates tarafından geliştirilemezdi. Bill Gates Harvard Üniversitesinden terk ve ortak olduğu ilk şirket başarısızlığın tavan noktasındayken, yılmadan çalışmalarına devam edip Microsoft’u kurmuş, başarısızlıktan başarılara doğru yol almıştır. Kendisinin de dediği gibi “Başarıyı herkes kutlar ama hatalardan ders çıkarıp onlara kulak vermek daha da takdire şayandır.’’ Bir örneği de kendi sözleriyle, başka bir açıdan bakabilmek için vermek istiyorum: “Kariyerim boyunca 9000 basket kaçırdım. 300 oyun kaybettim. 26 kere, oyunu bitiren basketi atmam gerekti ve bu basketleri kaçırdım. Hayatım boyunca başarısız oldum ve yine oldum, yine ve yine. Ve bu neden başarılı olduğumun arkasındaki gerçektir.” demiştir Michael Jordan. Yani hep başarılı olmak veya hep başarısız olmak kural değil, değiştirilebilir gerçektir. Sonuç; size, azminize, çalışmanıza ve hedeflerinize bağlıdır.

Verdiğim örneklerden sonra, başarılı olmanın arkasındaki sırrı düşününce bunun, bazen başarısızlık olduğunu ve başarıyı hissetmemiz için de başarısızlığı tatmanız gerektiğini düşünüyorum. Ancak bunu tadında bırakmayı bilmek, yani yola devam edebilecek azmi gösterebilmek gerekir. Bu yüzden hiçbir başarı veya başarısızlık öyküsü nasıl başlarsa hep öyle gidecek diye bir kural yoktur.  Başarılı olmak istiyorsanız başarısızlığı da göz önüne alacaksınız ancak hiç pes etmeyeceksiniz, hatalarınızdan ders çıkaracaksınız, çalışmaya devam edeceksiniz ve hedefe kitleneceksiniz! Bunların herhangi bir aşamasında pes ederseniz sizin hikayeniz hiç bir başarıya dönüşmez ve hatta başarının başarısızlığa dönüşmesi bence mutlak hale gelir.

Tüm bunlardan sonra diyebilirim ki, bir bireyin başarı öyküsü nasıl başlarsa öyle devam eder diye bir kural olamaz. O zaman başarının biraz da şansa bağlı bir süreç olarak yorumlanması gerekir. Oysa başarı veya başarısızlık şansa bağlı değildir. Kişinin kendisine bağlıdır. Robin Sharma’nın da dediği gibi “ Hayatta tek bir başarısızlık vardır, o da denememektir.”

 

(Visited 34 times, 1 visits today)