O gün yine diğer akşamlarda olduğu gibi okuldan geldiğim için çok yorgundum. Çok fazla ödevim olmasına rağmen kendimi rahatlatmak için elime bir kitap aldım ve salonumuzdaki koltuğa oturdum. Kitap okurken müzik dinlemeyi sevdiğim için de televizyondan bir müzik uygulaması açtım. Aradan yaklaşık yirmi dakika geçtikten sonra garip sesler duydum. Ne tür bir ses olduğuna anlam verememiştim. Seslerin televizyondan geldiğini düşünüp umursamadan kitabımı okumaya devam ettim. Ancak sesler devam ediyordu ve artmıştı. Arttıkça televizyondan değil de dışarıdan geldiğini anlamıştım. Koşar adım cama gittim ve camdan dışarı baktım. “Burası neresi?” dedim içimden. Başta halüsinasyon gördüğümü düşündüm. Sonra aklıma duyduğum sesler de gelince delirdim sandım. Eve baktım, her şey aynıydı. Ancak pencereden dışarı baktığımda bambaşka bir dünya vardı.
Havada sineğe benzeyen şeyler dolaşıyordu ama sanırsam bunlar teknolojik aletlerdi. Peki ne için kullanılıyordu? Ne olmuştu bir anda dünyaya? Sorularıma cevap bulabilmek için kitabımı koltuğa fırlatıp koşarak evden dışarı çıktım. Her yer değişmişti. Eve geldiğimden beri geçen yaklaşık 1 saat gibi bir zamanda nasıl bu kadar çok şey değişebilmişti? Bu gibi soruları sorabilmek için komşumuza gittim.
Evin dış merdivenlerinden çıktım, kapıya geldim. Zile basmak için etrafıma bakındım. Tam o sırada kapıyı biri açtı. Galiba benim geldiğimi camdan gördü. Bu kişi komşumuz değildi. Aynı zamanda bu kişi her kimse beni gördüğüne pek memnun olmadı galiba ya da hastaydı çünkü sanki beti benzi atmış gibiydi. Bir de garip yürüyordu. Çok umursamadım çünkü bundan çok daha önemli problemlerimiz vardı. Salona geçtim ve oturdum. Komuşumuzu beklerken masanın üzerinden bir dergi ilişti gözüme. İlginç şekilde aletlerin bulunduğu bir dergiydi. Açtım ve okumaya başladım. İlk sayfanın konusu dronlardı. Dronlar mı? Okuduktan sonra anladım ki dron dedikleri şey benim havada gezen, sineğe benzettiğim aletlermiş. O sırada bu olayları fark ettiğimden beri yaptığım en mantıklı hareket dergiden bugünün tarihine bakmak oldu. Tarihi gördükten sonra zaman yolculuğu yaptığımı sandım. Nasıl oldu da aradan bu kadar zaman geçebilmişti? Sonrasında bana kapıyı açan kişi yanıma gelip komşumuzun gelemeyeceğini ve özürlerini ilettiğini söyledi. Tam bunları söylerken ses tonundan geldiğimden beri insan sandığım şeyin bir robot olduğunun farkına vardım. Ve bence bu ürkütücüydü.
Evden çıktım ve etrafta gezinip etrafı incelemeye karar verdim. Bu gördüğüm şeyleri defterime yazcaktım. İlk önce havadaki dronları yazdım. Sonrasında ise dronlara göre daha az olsa da uçan ulaşım araçlarından bahsettim. Ayrıca her yerin neredeyse camla kaplı olmasından da bahsettim. Başta eski dünyaya göre daha çok ağaç var sandım ama defterimde daha da gerçekçi anlatabilmek için yaklaştığımda bu ağaçların yapay olması beni hayal kırıklığına uğrattı. Bu gün beni çok yormuştu. O yüzden geri eve döndüm ve koltuğun üzerinden kitabımı alıp not defterimle birlikte çalışma masamın üzerine koyduktan sonra yatağıma gidip hemen uykuya daldım. Çünkü yarın için yapılacak çok ödevim vardı.