Hayat Boyu Kanun Kaçakçılığı

1899’un sonunda Amerika kanun yaptırımlarıyla dolmaya başlamıştı. Kanun kaçakları ve suçlular avdaydı. Pinkerton Dedektif Bürosu bazı özel durumlar için kurulmuştu. Bu büronun başında Ajan Milton vardı.

Bir gün Ajan Milton, ünlü iş adamı Bay Cornwall’dan bir mektup aldı. Bu mektupta, yozlaşmış bir iktidar sistemine karşı çıkan ve kendi kurallarına göre yaşamayı tercih eden bir haydutlar, muhalifler ve özgür düşünürler çetesinden bahsedilmekteydi. Çetenin adı ise Van Der Linde’di. Çetenin kökleri, 1870’lerin ortalarında Hollandalı Van Der Linde ve Hosea Matthews adlı iki küçük dolandırıcı arasındaki önemli bir karşılaşmaya dayanmaktaydı.

1887’de çete ilk büyük banka soygununu gerçekleştirmişti. Çete, 5.000 dolarlık altınla kaçmıştı. Soygundan sonra kasabada oyalanmışlardı. Bu sıralarda çetenin lideri olan Dutch (muhtemelen bu banka soygunu nedeniyle) başına ödül konulan aranan bir adam haline gelmişti. 1887-1899 yılları arasında çete, ülkenin çeşitli yerlerinde yaklaşık 45 farklı banka soygunu gerçekleştirmişti. Çete adeta “Robin Hood”misali, çaldıkları paranın yüzde 90’ını halka dağıtmaktaydı.  Madeni paraları dağıtırken, “Kim cennette olmak ister ha? ve “İnsanları cehenneme gönderebilecekken kim cennette olmak ister.” sözlerini haykırmaktaydılar. Çete üyeleri paraları sokağın ortasında dağıtırken, çetenin lideri olan Dutch Van Der Linde şu sözleri haykırmaktaydı. “Kendilerine kanun diyen adamlar bize canavar diyorlar. Ama bir şeyleri kaçırıyorlar! Biz gittiğimizde başka canavarlar bulacaklar! Çünkü bu onların işi. Yozlaşmış bir iktidar sistemini reddetmeyi ve bunun yerine kendi kodlarına göre yaşamayı seçen suçlular, muhalifler ve özgür düşünenlerden oluşan hayatta kalmak için her şeyi yapabilecek bir çeteyiz.

Çete, bir sabah Pinkerton’lar tarafından saldırıya uğramıştı. Çetede 8’i çocuk 21’i erkek olmak üzere 29 kişi yaralanmıştı. Çetenin lideri Dutch, kayıpları duyunca çok kızmıştı, bu yüzden hemen en iyi adamları topladı ve Pinkerton karargâhına baskın düzenlemişti. ancak Pinkerton ve ordu çeteyi pusuda bekliyordu. Çete oraya vardığında kasaba boştu. Dutch bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı fakat çok geçti ve çete aniden kurşun yağmuruna tutulmuştu. Çetede bulunan 30 kişi pusuya düşürülmüştü. İlk dakikalarda çetenin 9 üyesi hayatını kaybetmişti. Hayatta kalanlar ise Dutch liderliğinde bara sığınmıştı. Kurşun atışları durmazken diğer çete üyeleri ve yandaşları da çeteye yardıma çağrılmıştı. Pinkerton ve ordu geri çekilmişti.

Kısa süre sonra kayıplar için cenaze düzenlenmişti ve Dutch şu sözleri halka duyurmuştu: “Bize istedikleri kadar yumruk atabilirler fakat biz her zaman ayağa kalkıp savaşacağız. Biz buyuz. Ömür boyu kanun kaçağı, dostlar! Kendisi gibi olmayan bir insan kendi kimliğiyle konuşur, ancak kendisine maske verilirse doğruyu söyler.” Çete ise cenazeden sonra ortadan kaybolmuştu. Kimse çeteyi bir daha görmemişti. Çete ise avcılık yaparak hayatta kalmaya devam etmişti. Bir zamanlar paraya ihtiyaç duyan insanlar, şimdi ise elindeki parayı harcamamaktaydı. Sürekli eksik olan, bir süre sonra gerekli de olmamaktaydı.

(Visited 26 times, 1 visits today)