Yeni yıla girmeye saniyeler kalmıştı. Tam o anda tüm dünya yeni yılın gelmesinin heyecanını yaşıyordu. Herkes bir yerde toplanmış bu anı bekliyordu. Ekranlarda yeni yıla özel programlar, şenlikler görüntüleniyordu. Artık geri sayım başlamıştı. 10, 9, 8, … Tam iki saniye kala Dünya’nın yakınından bir kuyruklu yıldız geçti ve Dünya Güneş’in etrafındaki bir yıllık dönüşünü saniyeler kala tamamlayamadı. Çünkü Dünya o kuyruklu yıldızın çekim alanına girmişti ve bir anda durdu. Kısa bir süre sonra da Güneş’in etrafındaki yörüngesinde geriye doğru dönmeye başladı. Zamanda geriye doğru yolculuk o anda gerçekleşiyordu. Dünyanın geçmişte yaşadığı bütün tehlikeler ve mucizeler o anda gözüküyordu. Bilgisayarın icadındaki kademeler ve daha birçok yer, olay gözümün önüne gelip geçiyordu. Atatürk cumhurbaşkanı olduğunda Arap alfabesine son vermiş ve Latin alfabesini bir ayda halka öğretmişti. Arkasından Atatürk cumhuriyeti ilan ediyordu. Şimdiki durağımız Osmanlı İmparatorluğu’ydu. Osmanlı İmparatorluğu çökmek üzereydi. Osmanlı İmparatorluğu çökerken Atatürk Türk ordusunu kurmuştu. Türkiye için o anda bir mucize başlarına gelmişti. Atatürk savaşlardaki başarısı sayesinde Fevzi Çakmak ile birlikte Mareşal rütbesine layık görülmüştü. Sonra Çanakkale Savaşları’na gelmiştik. Seyit Onbaşı 215 kiloluk mermiyi topa yerleştiriyordu. Bir süre sonra telefonu icat eden Alexander Graham Bell karşımda telefonu tanıtıyordu. Sonrasında İstanbul’un fethinde zaman kayması durmuştu. Fatih Sultan Mehmet savaş gemilerini karadan yürütüyordu. Bazı insanlar zaman kaymasında fazla heyecandan ölmüşlerdi. Birçok insan İstanbul’un Fethi döneminde takılı kalmıştı. Savaşlar ve döküntüler arasında yaklaşık yedi milyar insan takılı kalmıştı. Bu dönemde çaresizce etrafta dolaşan insanlardan bazıları gelecekten geldiklerini bilmeden orduya katılmak için davet edilmişti. Fatih Sultan Mehmet’in önderliğindeki savaş kazanılmıştı ve zaman kayması yeniden başlamıştı. Zaman yolculuğu devam ediyordu. Mezopotamya ve Anadolu bölgesine ulaşmıştık. Sümerlerin tekerleği ve çivi yazısını bulmaları tarih devirlerini başlatmıştı. O zamanlardan kalma o eserler gerçekten büyüleyici bir görünüşe sahipti. Babiller’in “Asma Bahçeleri”, Sümerler’in “Ziggurat Tapınakları”, Asurlar’ın “Ninova Kütüphanesi…”
En sonunda kuyruklu yıldızın manyetik çekim etkisi geçti ve Dünya kendi normal yöndeki dönüşüne yeniden başladı. Artık çok eski bir tarihteydik ve şimdi tarih yeniden yazılacaktı. Artık tüm dünya geçmişte yaptığı hataları görmüştü ve bunlara karşı önlem alabilirdi…
BUGÜNDEN DÜNE
(Visited 14 times, 1 visits today)