Yeme alışkanlığı insanların beyinlerinin yapısını ve işleyişini iyiye ya da kötüye sürükleyebilir. Elbette tüketilen sağlıklı gıdalar sağlımız, bedenimiz ve psikolojimiz için çok faydalıdır ancak zararlı besinler de sağlımız için büyük bir tehdittir. Bunun haricinde yapılan birçok araştırma her besinden doğru miktarda tüketilmesi gerektiğinin de altını çizmektedir.
Besinlerin bizleri etkilediği kesin bir husus ve bizler de bunun farkındayız. Örneğin çoğu insan üzgün olduğunda, bitkin hissettiğinde, neşelenmek istediğinde çikolata, şeker gibi tatlı gıdalara yönelir ve gerçekten de istediği sonuçları alırlar. Ya da başı ağrıyan biri hemen türk kahvesi içmekte çare bulur, göz sağlığımız için havuç, beyin sağlımız için ise ceviz yemeyi ihmal etmeyiz… Tabii ki bu işin sağlıklı yönü. Bir de bizler için çok büyük tehlike yaratan unsurlar var. Bu kısım genelde yeme bozukluğundan oluşuyor veya abur cubur, içerisinde ne olduğu belli olmayan gıdaların fazla tüketiminden kaynaklanıyor. Elbette ki bu kısımdan sonra bizleri birtakım kilosal problemler, cilt problemleri veya daha başka psikolojik sorunlar karşılıyor.
Bir diğer sorun ise her şeyin fazlasını tüketmek. Çikolatanın her ne kadar faydası olduğu konu varsa bile sırf bizi mutlu etsin diye daha fazla yeme durumu oldukça yanlıştır. Enerji versin diye bol bol çikolata yerseniz bir süre sonra daha bitkin hissetmeye başlarsanız. Her ne kadar bitter çikolata diğerlerine göre daha masum dursa da onun da fazlası bir süre sonra sizi sömürmeye başlayacaktır. Bir başka örnek ise karbonhidrat grubundan. Mesela karbonhidrat tüketimi ile serotonin salınımı artar ve kendimizi rahatlamış hissediriz ancak aşırıya kaçınca bu sefer yine enerjimizin yavaş yavaş bitmeye başladığını gözlemleriz. O yüzden her durumda yemeye başvurmamalıyız. Bazen sevdiğimiz bir şarkıyı dinlemek, bir arkadaşımızla sohbet etmek, yürüyüş yapmak, dans etmek, film izlemek de besinlerin sağladığı temel psikolojik faydayı sağlayabilir. Ancak yapılan bu fiziksel aktiviteler genelde kısa süreli bir tatminlik duygusu sağlamakta. Genelde yediklerimizin bizlerin psikolojisindeki yeri çok daha fazla. Bundan dolayı doğru bir planlamayla, belki bir uzman desteği eşliğiyle neyi ne kadar yememiz gerektiğini ya da vücudumuz için en doğru beslenme tarzının ne olduğunu öğrenmemiz bizlere fayda sağlayabilir.
Yediklerimiz kadar içtiklerimizin de önemli olduğunu hatırlatmakta da fayda var. Özellikle gazlı içecekler sağlığımız adına çok kötü bir yatırım. Bu tarz içeceklerin içerisinde sayısız zararlı madde, koruyucu ve akıllara zarar derecede şeker var. Yani yediklerimizin de içtiklerimizin de muhakkak içeriklerine bakılmalı. Her ne kadar masum gözükseler de bu içeceklerin fazla tüketilmesi çok pahalıya patlıyor. Bu yüzden yiyecekler kadar içecekler hakkında da araştırma yapılmalı. Eminim bu tarz konular hakkında ne kadar bilinçlenirsek ve bilinçlendirirsek hepimizi çok daha sağlıklı bir gelecek karşılayacaktır.