Beslenmenin fiziksel gelişimde temel bir rol oynadığı iyi bilinmektedir. Ancak zaman geçtikçe, beslenmenin özellikle sosyal, duygusal ve zihinsel sağlıkta nasıl bir rol oynadığını da öğreniyoruz.
Hayatın zorlukları bizi üzdüğünde, kendimizi bir kase çikolatalı dondurmaya uzanırken veya en sevdiğimiz fast-food lokantasından cheeseburger, patates kızartması ve kola alırken mi buluyoruz? Eğer öyleyse, stresten yemek o anda bize kendimizi iyi hissettirse de, olumlu duyguların son lokmamızı aldıktan kısa bir süre sonra geçme eğiliminde olduğunu muhtemelen fark etmişizdir. Stresli veya üzgünken canımızın çektiği aynı yüksek yağlı, şeker yüklü yiyeceklerin kendimizi daha kötü hissetmemize neden olabileceği yapılan araştırmalarla da ortaya çıkmıştır.
Bu araştırmalar son birkaç yıldır hız kazandı. Ruh sağlığımız için iyi olan bir diyette sebzeler, meyveler, işlenmemiş tahıllar, balık ve deniz ürünleri bulunur ve yalnızca az miktarda yağsız et ve süt ürünleri bulunur. Akdeniz diyeti, bu yeme yaklaşımının mükemmel bir örneğidir. Son zamanlarda yapılan bir çalışma, Akdeniz diyetini uygulayan kişilerin, bu diyeti uygulamayan kişilere göre önemli ölçüde daha düşük depresyon riskine sahip olduğunu gösterdi. İyi hissetmek, kan şekerini sabit tutmak için düzenli zamanlarda yeterli miktarda sağlıklı karbonhidrat içeren bir diyetten gelir ve kahvaltı yapmak da son derece önemli bir alışkanlıktır. Yediğimiz yiyeceklerden sürekli bir yakıt kaynağı olmadan, zihnimiz ve vücudumuz iyi çalışmaz. Kural olarak, bol miktarda meyve ve sebze ve tam tahıllı yiyecekler, yağlı balıklar da dahil olmak üzere bazı proteinli yiyecekler, hem sağlık hem de iyi bir ruh hali için iyi bir besin kaynağı sağlayacaktır. Serotonin, beyinde mutluluk, kaygı ve ruh halini düzenlemekten sorumlu bir kimyasal maddedir. Düşük serotonin seviyeleri, depresyon, ruh hali değişimleri ve anksiyete bozuklukları ile yakından ilişkilidir. Basit bir ifadeyle, mideden geçenler beyinle iletişim kurar. Araştırmalar, dengeli bir diyete bağlı kalmanın depresyon gelişme riskini azalttığını gösteriyor. Akdeniz diyetinin depresyona karşı savaştığı görülmüştür. Ayrıca, bazı yiyecekler hafif depresyonu önlemeye ve tedavi etmeye yardımcı olabilecek besinler içerir. Patates, çikolata, muz, ve çilek gibi yiyecekler depresyonu önlemeye yardımcı olabilir. Psikolojimiz üzerinde etkisi olan bir diğer madde de kafeindir. Kahve, kola ve enerji içeceklerinde bulunan kafein uyarıcı görevini görür ve yorgunluğun etkilerine karşı koyabilir. Özellikle alışkın olmayan kişilerde çok fazla kafein, sinirlilik ve baş ağrısı gibi olumsuz etkilere neden olabilir. Bu tür belirtiler, düzenli olarak çok miktarda kafeine alışmış kişilerde kafein yoksunluğu ile de ortaya çıkar. Bununla birlikte, doğru yiyecekleri yemenin depresyonu önlemenin veya tedavi etmenin çözümünün yalnızca bir parçası olduğunu hiçbir zaman unutmamak gerekir. Ruh sağlığı sorunlarını önlemenin diğer yolları arasında egzersiz yapmak, güzel ve kaliteli uyku ve sevdiklerinizle kaliteli vakit geçirmek bulunmaktadır.