Müzik Dinleyen İnsan Popüler Müzik

Popüler Müzik Kalitesizleşiyor mu?

Müzik on binlerce yıldır insanoğlu ile birlikte var. Yaklaşık 150 yıldır da müziği kaydedip tekrar dinleyebiliyoruz. Gün geçtikçe teknolojinin ilerlemesi ve yeni gelişmeler ile yeni müziğin kalitesinin de artacağını düşünebilirsiniz; fakat durum gerçekten de böyle mi?

İnsanoğlu on binlerce yıldır müzik ile birlikte yaşıyor. İnsanoğlunun müzik macerası bir müzik aletiyle değil, şarkılarla başladı. Mırıldanma, ıslık çalma gibi yöntemlerle basit melodiler oluşturuldu. Müzik aletleri ise bundan daha sonra ortaya çıktı. Dünyanın en eski müzik aletinin 50.000 ile 60.000 yaşları arasında, bir ayının uyluk kemiğinden yapılmış olan “Divje Babe Flüt”ü olduğu düşünülüyor. Bu flütün Neandertaller tarafından üretildiği öne sürülüyor.

Müziği kaydedip daha sonra da geri dinlemeye yeni yeni başladık. En eski ses kaydı 1860 yılında “Édouard-Léon Scott de Martinville” tarafından alınmıştır. 1857’de patentini aldığı bu cihaz sesleri “ses” olarak değil de görüntü olarak kaydediyor. Bir nevi bir sismograf olarak düşünebilirsiniz.

Peki, insanlar neden günümüzde yapılan müziğin kırk, elli yıl öncekinden daha kalitesiz olduğunu söylüyor? Bnun birden fazla nedeni var. Bunlardan birisi de müziğin tınısının kalitesizleşmesi. Tını, TDK’ye göre “Türlü müzik araçlarının verdiği sesleri birbirinden ayırt etmeyi sağlayan ses özelliği”. Bir şarkıdaki müzik aletlerinin çeşitliliği olarak da düşünebilirsiniz. Eğer dikkatli dinlerseniz günümüzde çıkan şarkılarda gittikçe daha az enstrüman kullanıldığını görebilirsiniz. “The Beatles”ı ele alalım. Şarkılarında akustik gitar, elektro gitar, bas gitar, bateri ve daha birçok enstrüman kullandılar. Günümüzdeki şarkılara bakıldığında bu şarkıların çoğunlukla dijital ortamda hazırlandığını ve daha az enstrüman çeşitliliği bulunduğunu görebilirsiniz.

Şarkıların daha kalitesiz olarak görülebilmesinin bir diğer nedeni de vokallerin birbirine benzemesi. Sadece bir parça içinde değil, genel olarak popüler parçaların vokalleri hep birbirlerininkine benziyor. Bunun nedenlerinden birisi de “Millenial Whoop”. İngilizceden direkt tercümesi “Bin yıllık çığlık”tır (bu tercüme yüzde yüz doğru değildir; fakat burada böyle bahsedeceğim). Bin yıllık çığlıkta beşinci nota – baskın – ve üçüncü nota – orta nota – arasında değişen, tipik olarak beşinci notadan başlayarak, düz sekizlik notaların ritminde ve genellikle ” va” ve “oh” heceleri vardır. 2010’ların -özellikle ingilizce- pop müziğinde yoğun olarak kullanılmıştır. Bunu kullanan parçalara “Ke$ha”nın “Tik Tok” şarkısını örnek verebiliriz.

Peki bu etki nasıl çalışıyor? Bin yılın tınısı etkisi beynimizin benzerlikleri sevmesine dayanır. Ritmin şarkılarda benzer olması gibi şeyleri beynimiz sever. Bir nevi bize “Sen bu şarkıyı sevdiysen bu benzer ritimli, benzer melodili şarkıyı da seversin!” diyorlar. Bu da diğer şarkıların da tutmasını, stüdyoların ve şarkıda emeği olanların ceplerinin dolmasını sağlıyor.

Şarkıları “kalitesiz” yapan ve büyük ihtimal fark ettiğiniz bir neden de sözlerin kalitesini yitirmesi. Tekrardan The Beatles’ı ele alalım. Bu, “Yesterday” -dün- şarkısının sözleri:

Ne kadar anlamlı sözleri var değil mi? Bir adamın yeni gün ile birlikte gelen dertlerini anlatıyor. Şimdi de Çakal’ın “Lütfen” şarkısını inceleyelim. Şarkının nakaratı: “Lütfen, lütfen/Cam bardak olsun lütfen./Alın üstümden lütfen./Sen püflesen ben küsmem, ya.” Ne kadar da anlamlı değil mi(!) Şarkının tamamını dinlerseniz nakaratın şarkının geri kalanına anlamca uymadığını ve sözlerin genel olarak anlamsız olduğunu görebilirsiniz. Sadece bir sanatçının bir şarkısı için geçerli değil bu. Birçok sanatçının birçok şarkısında durum böyle. Peki durum neden böyle?

Bence bunun başlıca nedenlerinden biri sözlere artık eskisi kadar dikkat edilmemesi. İnsanlar bu tarz şarkıları mekanlarda dinlemek, ne anlattığına dikkat etmeden eğlenmek için dinliyor.

Şarkıların mekanlarda çalması da şarkının satması için iyi bir yöntem. Hiç yeni çıkan ve pek beğenmediğiniz bir şarkıyı nereye giderseniz gidin kafelerde, alışveriş merkezlerinde, arkadaşlarınız dinlerken duyup bir süre sonra o şarkıya ısınmaya başladığınız oldu mu? Aynı şarkının her yerde çalması bir tesadüf değil. Şarkı kaydı almak gittikçe pahalanıyor. Stüdyoların da bu maliyeti bir şekilde karşılaması lazım. Bir şeye uzun süre maruz kaldığınızda o şeyi tercih etme yatkınlığınızın artmasına “Mere Exposure Effect” (salt maruz kalma etkisi) denir. Bu etki sayesinde de bir şarkı her yerde çaldığında otomatik olarak dinleyici kazanıyor.

Sonuç olarak, herkes istediğini dinlemekte özgür fakat evet, müzik kalitesi her geçen gün düşüyor.

 

(Visited 47 times, 1 visits today)