Yapılan çoğu araştırmada, tükettiğimiz besinler vücudumuzun metabolik enerji gereksinimini sağlamakla birlikte, zihnin de dahil olduğu birçok beyin fonksiyonlarını etkiler. İnsan davranışlarının ve psikolojisinin de direkt olarak vücudumuzdaki hormonlarla alakalı olduğu sonucu görülmüştür. Bu neden en çok beslenme alışkanlıkları ile etkilidir. Yani beslenme alışkanlığımız ve psikolojimiz arasında hormonlar sayesinde oldukça güçlü bir bağlantı vardır. Gelin birlikte bu bağlantıyı inceleyelim.
Araştırmalar sabah kahvaltısı yapan bireylerin yapmayanlara göre güne daha pozitif ve daha enerjik başladığını göstermektedir. Bunun nedeni ise kan şekerinin dengede kalmasıdır. Başka bir çalışmada ise; sağlıksız beslenme tarzını yansıtan hazır ve işlenmiş gıdaların, kızarmış yiyeceklerin, şekerli içeceklerin ve fast-food gibi ürünlerin fizyolojik sağlığı olumsuz etkilediği ve bununla birlikte psikolojik açıdan da depresyon riskinin artmasıyla ilişkili olduğu bulunmuştur. Dahası, bazı besinlerin doğrudan psikolojimiz üzerinde etkisi vardır. Örneğin, kafeinin dikkat arttırıcı ve uyandırıcı özelliği vardır. Karbonhidrat etksikliğinde halsizlik, unutkanlık ve yorgunluk hissi görülür. Çikolata yediğimiz zaman %75 oranında bağırsaklarımızda, %25 oranda ise beynimizde serotonin hormonu salgılanır.
Klinik araştırmalar sonucunda folik asitin azlığının depresyona neden olduğu ortaya konulmuştur. Folik asit azlığı, beyinde serotonin azalmasına neden olmaktadır. Depresyonlu hastaların diğer insanlara oranla daha az folik asit miktarına sahip oldukları görülmüştür. Ispanak ya da bir bardak portakal suyu folik asit dengesini sağlamakta önemli rol oynar. Özellikle hamilelik sürecinde anne ve bebek sağlığı açısından birçok olumlu etkileri bulunduğu bilinmektedir. Aynı zamanda psikiyatrik hastalıklara sahip birçok kişinin yanlış beslenme alışkanlıkları yüzünden folik asit eksikliğine sahip olduğu söylenebilir. Koyu yeşil yapraklı sebzeler, pancar, portakal, greyfurt ve tam buğdayda fazlasıyla folik asit bulunur.
Bunlarla birlikte bazı besinlerin olumsuz davranışlarımız ve ruh halimiz üzerinde de etkisi büyüktür. Örneğin, Yorgunluk için bezelye, havuç öneriliyor. Bezginlik durumunda sebze grubundaki yiyecekler tercih edilmeli. Fakat yenilen besinlerin çiğ olması ve yavaş tüketilmesine dikkat edilmesi gerekiyor. Agresiflik için fındık, fıstık ve ceviz başta olmak üzere diğer yağlı tohumların yenmesi önerilir. Çekingenlik için mercimek, bulgur ve balık türü yiyecekleri yemeniz gerekir. Yani kuru baklagiller ve fosfor yönünden zengin yiyecekler. Hayal kırıklığı için kereviz ve enginar etkili besinlerdir. Endişe durumunda vücut fazla sıvı kaybettiği için hafif çorbalar, komposto, meyve suyu içilmesi önerilir. Biber, patlıcan, patates ve domates yalnızlık duygusunu hafifleten besinlerdir. Öfkeyi yatıştırmak için makarna, sebze, meyve, ekmek önerilir. Kırmızı et ve kafeinli içecekler ise öfkeyi tetikler. Özgüven için C vitamini içeren besinler önerilir. Maydanoz, yeşil biber, kuşburnu insana güven verir.
Sonuç olarak yapılan araştırmalara baktığımızda besinlerin insan psikolojisi ve davranışları üzerinde önemli etkileri olduğunu görmekteyiz. Bu sebepten dolayı yediğimiz besinlere dikkat ederek hayatımız üzerinde önemli bir fark yaratabiliriz.