Evrende Bir Gün

 

Evren, biz insanların da içinde yaşadığı ve pek çok kişinin tahmin ettiğinden çok daha büyük olan bir kavram. Evren içerisinde çok sayıda yıldız ve gezegen barındırıyor. Ancak barındırdığı şeyler yıldız ve gezegenle sınırlı da değil. Dünya üzerinde bulunan tüm kum tanelerinden daha fazla yıldız vardır evrende. Dünyada, 375 milyar metreküp kum var. Her bir metreküpte 10 milyar kum taneciğinin olduğu düşünülürse, Dünyada yaklaşık olarak 4 sekstilyon kum tanesi vardır. Evrendeki yıldız sayısı bunun gibi bir hesaplamayla bulamamız mümkün değil. Çünkü evrenini şeklini bile bilmiyoruz. Kendi galaksimizdeki yıldızları bile sayamıyoruz. Bu sadece bir tahmin. Bu tahmin gökadalara göre yapılıyor. Yapılan tahminle sadece gözlemlenebilir evrende kum tanelerinden birkaç sekstilyon daha fazla yıldız olduğu tahmin ediliyor. İnsanların merak ettiği şeyse, bu kadar büyük bir evrende tek istisna biz miyiz?

 

Evren kuşkusuz çok büyük. Kelimelerle bile ifade edemeyeceğimiz kadar büyük. Bu kadar büyük bir evrende yaşayan ve bir akla sahip olan tek yaşam türü biz miyiz? Evet, hala elimizde Dünya dışı yaşamla ilgili hiçbir kanıt yok. İnternette yayımlanan ve tutarlı olmayan videolara inanıp Dünya dışı yaşama inanmak biraz saçma olur. Çünkü, hayatlarını bu gibi çalışmalara adamış bilim insanları hala Dünya dışı yaşamı bulabilmiş değil. Bizden çok uzak olan ve bize doğru gelen ilk “merhaba” mesajının olması muhtemel mi peki? Bunu sadece bu mesaj bize ulaşırsa öğrenebiliriz. Ancak bunun hiçbir kesinliği yok. Örneğin bundan 7 milyar yıl önce iki kara delik çarpışması meydana geldi. Biz bu çarpışmayı 2020 yılında dünya üzerinde var olan şimdiye kadarki en hassas ölçüm araçlarıyla ölçebiliyoruz. Bu iki karadelik çarpıştığında gravitasyonel dalgaları oluşturdular. Ve bu dalgalar Evrenin dört bir yanına ışık hızında yayıldı. Düşünün, Evrendeki en yüksek hız ışık hızı ve aşmak mümkün değil. Hatta ışık hızına ulaşmak bile mümkün değil. Çünkü Albert Einstein’ın görelilik teorisine göre, kütleli hiçbir cisim ışık hızına ulaşamaz. Bunun için sonsuz enerji gerekir. Ve Evrende sonsuz enerji yok.

İşte, ışık hızında Evrene yayılan bu dalgalar bize 7 milyar yıl sonra ulaştı. 7 milyar yıl önce, ortada Dünya yoktu. Bu dalgalar yola çıktıktan yaklaşık 2 milyar yıl sonra Dünya oluştu ve içindeki pek çok gelişme de milyarlarca yıl sürdü. Biz insanlar bu hassas ölçüm aletlerini icat ettik ve işte 7 milyar yıl sonra bu çarpışmayı tespit edebildik. Evet, işte ışık hızında bile gitsek 7 milyar yıl sürecek bir yolculuktan bahsediyoruz. Yani bizlere ulaşmak isteyen Dünya dışı canlılar eğer bizlere çok çok uzaklardan tam şu an bir “merhaba” mesajı gönderselerdi. Uzaklığa bağlı olarak, belki de milyarlarca yıl sonra bunu öğrenebileceğiz. Tabi, milyarlarca yıl sonra insanlık hala soyunu sürdürüyor olacak mı orası bilinmez. Hatta hala Dünya diye bir gezegen olacak mı orası da bilinmez.

Evren, tahmin ettiğimizden çok çok daha büyük, her şeyi içinde barındıran bir kavram. Biz insanların Dünya dışı yaşamı aramak için yaptığımız pek çok çalışma var. Ancak onlara ulaşmak günümüz teknolojisiyle imkânsız. Kim bilir belki bir gün ürettiğimiz bir araç ışık hızında değil de ışık hızının yüzde 95’iyle gidebilecek bir kapasiteye sahip olur. Ancak bu şartlarda bile, Evrenin bazı bölgelerine ulaşmak milyarlarca yıl sürer. Bizlere gelen “merhaba” mesajı umarız ki bir gün elimize ulaşır. Ben Dünya dışı yaşamın olduğuna inanıyorum. Bu devasa Evrenin tek istisnası olmamız, biraz zor geliyor. Ancak eğer oralarda bir yerdelerse, bizi beklesinler. Bir gün, bir gün yeterince gelişmiş bir insan ırkı olarak sizlere “merhaba” diyebileceğiz. Ne kadar imkansız gözükse de…

(Visited 40 times, 1 visits today)