Anasına Bak Kızını Al

Zekâ; zihnin öğrenme, öğrendiklerini kullanabilme, değişik durumlar karşısında uyum sağlayabilme ve o yeni durumlar karşısında yeni çözüm yolları bulmasıdır. Yani zihnin çok çeşitli yeteneklerinin bir arada uyum içinde çalışma yeteneğine zekâ denir. En geniş anlamı ile zihnin gücü olarak da tanımlayabiliriz. Zihin, algılama, düşünme, öğrenme vb. bir sürü yeteneği vardır. Psikologlar tarafından yaratıcılık, bilgi, akıl, kişilik vb. kategoriler olarak ayrılır. Zekâ kavramını araştıran kişilerin asıl araştırmaları insan üzerinedir. Fakat hayvanların da öğrenip, anlama yetenekleri üzerine çalışmalar yapılmaktadır.

 

 

Reklamlarda veya sosyal medyadaki birçok paylaşımda “Şu Bulmacayı Çözerek Zekanızı Artırın!” veya “Zekanızı Test Edin!” gibi konseptlere maruz kalmışsınızdır. Peki zekâ geliştirilebilir mi yoksa doğduğumuzdan ölümümüze kadar aynı mı kalır? Ben gelişemediğini düşünüyorum. Bunun nedeni ise zekanın ölçülebilir olup olmadığını test etmek için bir sürü deney yapıldı fakat bunların hiçbiri tam olarak başarılı sonuçlanmamıştır. Bu uygulamalardan bazıları ise:

 

 

1969’da Beyaz Amerikalılar ile Afro-Amerikalılar’dan 15 puan daha yüksek “IQ”ya sahiptir. Yani Beyaz Amerikalılar Afro-Amerikalılardan daha zekidir. Bu fark ortadan kalksın diye “Head Start” adında bir yardımcı eğitim programı uygulanmaya başlandı. Bu program, Amerika Birleşik Devletleri’nin federal hükümeti tarafından geliri düşük olan aileler için başlatılmış bir eğitim programıdır. “Head Start” projesinin amacı, geliri yüksek olmayan ailelerin çocuklarına eğitimsel ve sosyal fırsatlar sağlayarak fakirliğin kötü yönlerini yok etmektir. Bütün çocuklar birbiriyle iç içe bir eğitim görecek. Bunun sayesinde çocuklar birbirlerini akraba gibi görecek ve birbirlerini zamanla etkilemeye başlayacaklar. Sonunda ise zekâ seviyeleri eşitlenecek. Bu eğitim sistemi altında bir proje gerçekleştirildi.

 

 

 

Milwaukee adında bir proje için toplam 48 Afro-Amerikalı çocuk seçildi. Bunların yarısı hiçbir yardımcı eğitim almadı, diğer yarısı da anaokullarında okumaya başladılar ve bu program çocuklar için gayet ağırdı. Bu gruptaki çocukların evlerine ilk 18 ayda haftalık 3 ila 5 saat arasındaki ziyaretler düzenlenerek, annelerine para yönetimi, hijyen, beslenme, ev işlerindeki beceriler gibi birçok konuda eğitimler verildi. Bundan sonra ise çocuklar başta bire bir ardından sonlara yaklaşırken de üçe bir şekilde anaokulu öğretmenleri ile günaşırı bir şekilde etkileşime geçmişlerdi. Bu uygulandıktan sonra yardımcı eğitim alan çoğu çocuğun dersleri pozitif yönde etkilendi. Bu 6 ila 7 ay devam etti ama o zamandan sonra hepsi yine eski hallerine döndü yani bu uygulamada amaçlanan zekâ farkının eşitlenmesi sağlanamadı.

 

 

Bu araştırmalar ve uygulamalardan yola çıkarak diyebiliriz ki zekâ doğuştan, genetik olarak gelir ve siz ölene kadar değişemez.

(Visited 30 times, 1 visits today)