Kadınların Eğitimi ve Coğrafya

   Ne yazık ki geçmişten bu yana bazı toplumlarda kadınların erkeklerden pek çok konuda düşük görüldüğü zamanlar mevcut. Tarihten de görebileceğimiz üzere kadınların bir çok konuda erkekleri geriden izlemeleri açık bir şekilde göze çarpmaktadır. Aynı zamanda bu tür olayların gerçekleştiği toplumların pek de sağlıklı ve düzenli olmadığı da göze çarpmaktadır. Ve bu sorun bir çok alanda ortaya çıkmaktadır. Örnek verecek olursak eğitimi söyleyebiliriz.

   Her ne kadar Türkiye anayasasında “Eğitimde kadın, erkek herkese fırsat ve imkan eşitliği sağlanır” ilkesinin olmasına rağmen, bunun pek de sağlıklı biçimde uygulanamadığı görülmektedir. Bunu sayısal verilerle anlatmak gerekirse Türkiye’de yakın bir zamanda yapılan araştırmaya göre okul çağında olan 866 bin kız çocuğunun okula gidemediği ortaya çıkmıştır. Ayrıca bu sadece ulusal bir sorun değil uluslararası bir sorundur. Uluslararası bir örnek vermek gerekirse de UNICEF(United Nations International Children’s Emergency Fund)’in araştırmasına göre Dünya çapında 129 milyon kız çocuğunun okula gidemediği ve eğitim alamadığı ortaya çıkmıştır. Peki bu tam olarak neyden kaynaklanıyor? Aslında bunun bir çok nedeni var. Cinsiyetçi düşünceler buna örnek verilebilir. Her ne kadar bu düşüncelerde geçmişe kıyasla azalmalar görülse de tamamen yok olmuş değil. Hala ve hala bazı toplumlarda bunun örneklerini görebiliyoruz. Ayrıca belirli bir çok toplumda kız çocuklarının okula gidemediğini ve kadınların düzgün bir eğitim alamadığını daha belirgin şekilde görüyoruz. Peki bu cümleden yola çıkarak “coğrafya kaderdir” diyebilir miyiz?

Bu kanıya varmadan önce “coğrafya kaderdir” sözü hakkında biraz tartışalım. Coğrafyanın kader olduğunu düşünende var düşünmeyen de var. Benim düşünce tarzıma göre; Her insan bir coğrafyada doğar. Ve doğduğu coğrafyanın içindeki çevresel koşullarıyla büyür. İçinde doğulan bu coğrafyanın elbette bir noktaya kadar önemli bir rolü vardır. Ama insan iradesi bir noktadan sonra ağır basabilir. Ve insan iradesi kendi kaderine ve kendi özgün düşüncelerine yol verebilecek yeteneğe sahiptir. İçinde doğduğumuz coğrafyanın olumsuz yönlerine karşı direnmek ve karşı çıkmakta mümkündür.

Halihazırda kadınların eğitiminden ve de coğrafyadan bahsediyorsak haydi bir örnek verelim.  Malala Yousafzai. Malala Pakistan’da kız çocuklarının eğitim almasının yasak olduğu bir bölgede doğdu. Onun eğitimini oldukça destekleyen eğitimci babası sayesinde eğitim alabildi Malala. Ve içinde bulunduğu zorlu şartlara rağmen susmadı ve kendi görüşlerini paylaştığı bir blog paylaştı. O sıralarda New York Times Pakistan’ın içinde bulunduğu bu büyük sorunla ilgili bir belgesel paylaştı. Ve bu sayede Malala’nın düşünceleri ve blogu televizyonda bile göründü. Ancak 9 Ekim 2012 tarihinde Malala’nın görüşlerini ve düşüncelerini susturmak isteyen bir grup tarafından silahlı saldırıya uğradı. Neyse ki tıbbi müdahaleler sonucunda hayatta kalabildi. Bu olayın sonunda Malala İngiltere’ye taşındı ve buradaki fırsatını değerlendirdi. Kız çocuklarının eğitim alması ile ilgili bir çok katkıda bulundu, projelere katıldı ve fonlar başlattı. 2014 yılında, 17 yaşındayken Nobel ödülü almaya hak kazandı. Bence Malala’nın hayatı coğrafya kaderdir sözüyle oldukça örtüşüyor. Doğduğu coğrafyanın olumsuz şartlarına rağmen direndi ve emeklerinin karşılığını aldı.

Sonuç olarak kadınların eğitim hakkı açısından belki coğrafya kaderdir diyebiliriz. Ama bu kaderin olumsuzluklarını geçemeyeceğimiz ve bu kaderde kapana kısılmış şekilde yaşayacağımızı gerektirmez.

(Visited 6 times, 1 visits today)