Mike Lexson ile Bir Gün

Bir ilkbahar sabahı erken bir saatte Kuğulu Park’ta yürüyüşe çıkmıştım. Hava bulutluydu ve hafif bir esinti vardı. 

Yürürken hareketli bir rock şarkısı mırıldanmaya başladım. Birden şarkının sahibi olan en sevdiğim şarkıcı Mike Lexson ile göz göze geldim. Mike bana selam verdi, gülümsedi.

Birden hava karardı, gündüz gece oldu, dolunay çıktı. Spotlar ve dolunay Mike’ı aydınlatırken o da üzerindeki spor kıyafetleri üstünden attı. Altından parıl parıl bir sahne kıyafeti çıktı, gözlerime inanamıyordum. Parkta bizden başka kimse yoktu ve o an sanırım hayatımın en heyecanlı anıydı.

Sonra bir anda şimşekler çaktı, Mike’ın yanında patlayan ışıklarla grup elemanları onun etrafında belirdi. Gökten düşen gitarını zıplayarak yakalayan Mike şarkıyı çalmaya başladı.

Kuğular da grubun etrafında dönerek uçuyor ve şarkıya eşlik ediyorlardı. 

Şarkı bittikten sonra kuğular yerlerine döndü, grup elemanları yok oldu. Mike ise sırıtarak yere bir konser bileti bırakıp, sisin içine doğru yürüyüp, kayboldu. 

                                                                 

Sonra hava tekrar aydınlandı. Konser o gün akşam saat altıdaydı. 

Şok içindeydim. Hemen en yakın arkadaşlarımı aradım ve acilen buluşmamız gerektiğini söyledim. 

Buluştuğumuzda onlara başımdan geçenleri anlattım. Bana inanmadılar ama konsere gelmeyi zaten düşündükleri için bilet almaya gittiler.

Akşam konsere iki saat erken gittik. Biz sırada beklerken Mike beni gördü ve kulise çağırdı. Ben de arkadaşlarımla birlikte yanına gittim. Bu sefer gerçekten tanıştık, sohbet ettik. 

Konser başlamadan az evvel Mike ile vedalaşıp yerimize gittik. Konser muhteşemdi. Arkadaşlarımla o akşamın hayatımızın en güzel akşamı olduğuna karar verdik.

                                                                         

(Visited 142 times, 1 visits today)